Tavuklu Spagetti

SPAGETTI AL PERMASANI DEL AHMETTO :)
Fotoğrafını görmüş olduğunuz muhteşem spagetti sevgili Ahmed'in eseri... Dolayısıyla isim babası da kendisi:)) Ahmed ne zamandır, "bir kaç spesiyalim var, spagetti, mantarlı pilav ve tiramisu gibi, bir gün yapayımda yiyelim" diyordu. Ama ben itiraf ediyorum, bu kadar olağanüstü bir lezzet beklemiyordum.
Açıkçası en meşhur aşçıların neden erkek olduğuna bir türlü anlam veremiyordum ama bu makarnayı yedikten sonra kıskançlığı bir kenara bıraktım:)
Makarnadan, fotoğraftaki şekilde iki tabak yedim dersem sanırım lezzeti hakkında bir fikir sahibi olursunuz:) Eşim ve Ahmed makarnanın fotoğrafını çekerken, Ahmed'in herkese paylaştırdığı ilk tabağı ben afiyetle götürdüm, fotoğraf çekme kısmı:) bitipte onlar yemeğe başladığında "e, sizi yanlız bırakmıyım bari:)" diyerek ikinci tabağıda tepeleme doldurdum, bir bayan olarak performansıma hayran kaldılar tabi. Makarnayı denemenizi mutlaka öneriyorum, muhteşem bir lezzet, kulaklarımı iyi şekilde çınlatacağınıza eminim.

& Bu yazı ile tüm sevdiklerimin, blog dostlarımın ve ziyaretçilerimin yeni yılını kutlamak istiyorum. Umarım yeni yıl hepimize en başta sağlık ve tüm hayallerimizi gerçeğe dönüştürme fırsatları ile gelir...

Malzemeler

• 1/2 Paket Barilla Yassı Spagetti
• 1/2 Kg. Tavuk But Eti
• 1 Çay Bardağı Sızma Zeytinyağ
• 2 (İri) Diş Sarımsak
• 2 Orta Boy Domates
• 2 Yemek Kaşığı Paprika Sosu
• 5-6 Yaprak Fesleğen
• Tuz
• Parmesan Peyniri (üzeri için)

Yapılışı

• İyice kızdırdığımız teflon tavaya yağı koyun ve yağıda kızdırın. Sarımsakları, tahta bir kaşık yada bıçağın yassı yüzü ile bastırarak çıtlatın ve kızgın yağın içine atarak 1-2 dk. kavurun. Sarımsakları yağın içinden alın.
• Tavukların yağlarını ayıklayıp, jülyen şeklinde doğrayın. (Jülyen doğrama: yiyeceklerin ince şeritler şeklinde kesilme tekniğidir. Uzunluğu genellikle 4-5 cm kadardır.) İçinden sarımsakları çıkarttığınız yağa ekleyin ve yüksek ısıda karıştırarak pişirin.
• Domateslerin; kabuklarını soyup, çekirdeklerini çıkartın ve küp küp doğrayın. Pişen tavuğa ekleyin ve hemen altını kısın. Kısık ateşte biraz tuz ilavesi ile domatesler eriyinceye kadar pişirin.
• Domateslerde pişince paprikayı ekleyin ve 1-2 dk. kavurun. İnce ince kıydığınız fesleğenleri ekleyin ve karıştırıp altını kapatın.
• Makarnayı önceden al dante (çok yumuşak olmayacak, hafif dişe gelecek şekilde) haşlayın, sıcak sos ile karıştırın. Üzerini parmesan peyniri, kiraz domates ve fesleğen yaprakları ile süsleyin.

NOTLAR;

• Makarna için bütün malzemeleri önceden hazırlayın. Malzemeleri sırayla ve beklemeden eklemeniz gerekiyor. Tavukları doğrayın, domateslerin kabuklarını soyup, çekirdeklerini çıkarın ve suyunu süzdürün. Fesleğenleride ince ince kıyın.
• Tavukları çok kızgın yağda kızartmak, su bırakmamasını sağlıyor, domatesleri ekledikten sonra altını kısmakda aynı şekilde domateslerin su bırakmamasını sağlıyor.
• Sarımsağı doğramak yerine, üzerine bastırarak hafifçe çıtlatmak, yağa çok daha fazla aroma vermesini sağlıyor.
• Makarnayı mutlaka sıcak servis yapın, eğer beklemeniz gerekiyorsa, sosu ve makarnayı ayrı ayrı şekilde bekletin, servis yapacağınız zaman da ayrı ayrı ısıtıp, masaya getirmeden önce karıştırın.

Soframızın ana yemeği makarna olduğu için ben salata ve ekmek dışında başka bir şey yapmadım, sadece Ahmed çok sevdiği için kayınvalidem sayesinde her zaman buzlukta bulunan İçli Köfte'lerden kızarttım. Kahkahalar eşliğinde yemeklerimizi yedik, tabi bu işten en kazançlı ben çıktım, hem nefis bir yemek yedim, hemde blogum için harika bir tarif ve fotoğraflar kazanmış oldum:)

Yemek.Name Duyurusu

YEMEK.NAME ARALIK SAYISI YAYINDA :)
Sevgili Dostlar;
Bilginiz üzere yaklaşık bir aydır devletsah.com teknik nedenlerden dolayı çalışmıyor. Bu süre zarfında Devletşah'ı merak edip bana soranlara elimden geldiğince yanıt verdim ama bir kezde buradan duyurmak istedim. Çok şükür sağlığı yerinde, işe başladı keyfi de yerinde. Tek mutsuzluğu sizlerden ayrı kalmak. Çalışmaları hızla devam ediyor, en kısa zamanda kavuşacağız inşallah.
Sevgiler;

Devletşahın mesajı;
Yemek.Name'nin aralık sayısı yayında :) Hosting firması yüzünden bütün dataların kaybolduğunu, 25 gündür harıl harıl aranıldığını, bulunamadığını, yeni hosting firmasına geçtiğimi, şimdilik sadece son sayıyı yükleyebildiğimi en kısa zamanda eski sayıları, ocak sayısını ve hatta devletsah.com'un da açılacağını okuyucularınıza müjdeleyiniz...

Bayram Kurabiyeleri

"EN TATLI HEDİYELER" ETKİNLİĞİ İÇİN...
Bir bayramı daha geride bıraktık. "Acısıyla tatlısıyla" demiyorum, çünkü bayramın adı bile mutluluk veriyor bana.
Bu bayram özellikle daha mutluyum çünkü geçen bayram yapmayı hayal ettiğim ama zaman sıkışıklığından dolayı yapamadığım tüm tatlı hediyelerimi yapabildim. Üstelik zamanlama olarakta çok uygun oldu, sevgili Burçin'in harika etkinliğine katılmış oldum bu sayede.
Etkinliği ilk duyduğumda, "Aaa, ne iyi fikir ama nasıl bir şey olurki tatlı hediye?" diye düşünmüştüm, ama sonradan evimizde hazırlayıp, sevdiklerimize götürdüğümüz her şeyin aslında bu etkinliğin konusu olabileceğine karar verdim. Bayram hediyelerimde çok uygun oldu bu nedenle.
Etkinlik sırasında birbirinden güzel fikirler edineceğimize, Burçin'in harika ev sahipliği yapacağına eminim, sabırsızlıkla bekliyorum ve Burçin'ciğime kolaylıklar diliyorum.
Üst fotoğraftaki; şirin kurabiyeler ailenin miniklerine yapıldı ve benim için bir çok açıdan anlamlı, en önemlisi benim ilk şeker hamuru çalışmalarım...
Aslında tam anlamıyla benim diyemem, mükemmel bir ekip çalışması.
Gülriz şekerime ne zamandır baskı yapıyordum, şeker hamuru öğretmesi için, Yasemin şekerim de istiyordu öğrenmek. Ve en acilinden bizim evde toplanıldı, Örtmenimiz :) bize uygulamalı olarak şeker hamuru yapmasını anlattı, ben şeker hamuru ile boğuşurken ! Yasemin'de, Gülriz'in getirdiği şeker hamurunu renklendirip, kalıpla şekiller verdi.
Sonra yapıştırdık ve isim yazdık ama bir gizli kamera olmalı ve halimizi görmeliydiniz, çocuklar gibi şendik:))
Hatta hediyeleri götürdüğüm minikler bizim kadar heyecanlanmadı görünce:(
Sanırım şimdiki çocukları memnun etmek çok ama çok zor...
Şu anda elimde o gün hazırladığım kocaman bir şeker hamurum var, öylece duruyor ne zaman kıyıpda kullanırım hiç bilemiyorum:)



Bu kurabiyeler Martha Stewart'ın sitesinde gördüğümden beri aklımdaydı. Yapması bayrama kısmet oldu. Şeker hamurlu kurabiyeler ile birlikte, kuzenler için hazırladığım kurabiye kutularını süslediler.

Revani

GÜLSÜM TEYZE'den BAYRAM HEDİYESİ...
Blogumu az çok takip ediyorsanız Gülsüm Teyze'yi de artık tanıyorsunuz demektir. Kendisinin birbirinden güzel Karadeniz Yemeklerini, Tatlı ve Kurabiye'lerini yayınlamıştım daha önce. Ramazan'da bizi ağırladığı muhteşem iftar sofrası'ndan sonra yapmıştı bu tatlıyı. Ben hamur tatlıları ile aram olmadığı halde bayıla bayıla yemiş ve hemen tarifini not almıştım. Bayrama sayılı günler kala klasik tatlı tarifleri arayanlar için çok güzel bir seçenek olduğunu düşünüyorum.
Kendisine "Bu tatlıyı Revani olarak yayınlayacağım" dediğimde, "Bu tatlıya revani demek haksızlık olur, daha farklı, daha hafif" demişti. Gerçekten de yerken ağızda eriyen çok nefis bir tatlı, ben başka bir isim bulamadığım için kendisinden özür dileyerek:) Revani diye yayınlıyorum.
Bayram ile ilgili tariflerimi ve tatlı hediyelerimi ancak bayram sabahı yetiştirebildiğim için, son yazı olarak revani kaldı...

Bu yazı aracılığı ile tüm sevdiklerimin bayramını kutlar ve ağız tadınızın hiç bozulmamasını, her gününüzün bayram tadında ve mutluluğunda geçmesini dilerim.
Herkese kucak dolusu sevgiler...

Malzemeler

Kek Hamuru için;

• 5 Adet Yumurta
• 1,5 Su Bardağı Toz Şeker
• 1 Su Bardağı Yoğurt
• 1 Su Bardağı Sıvı Yağ
• 2 Su Bardağı Un
• 1/2 Su Bardağı İrmik
• 1 Paket Kabartma Tozu
• 1/2 Su Bardağı Çok İnce Çekilmiş Fındık

Şerbet için;

• 5 Su Bardağı Toz Şeker
• 6 Su Bardağı Su
• 1 Tatlı Kaşığı Limon Suyu

Yapılışı

• Şerbet için; şeker ve suyu sürekli karıştırarak kaynatın. Kaynayınca, limon suyunu ekleyip 4-5 dk. sonra altını kapatın ve soğumaya bırakın.
• Keki için; yumurtaları ve şekeri, krema kıvamına gelinceye kadar çırpın. Sırasıyla önce sıvı malzemeleri, sonra toz malzemeleri ekleyin ve çırpın. Hafifçe yağladığınız (yaklaşık 40x50 cm. büyüklüğünde) dikdörgen tepsiye dökün ve 180 derecede üzeri iyice kızarıncaya kadar pişirin. Kürdan testi yaparak kontrol edin.
• Kek fırından çıkar çıkmaz sıcakken, üzerine soğuk şerbeti gezdirin ve soğuduktan sonra buzdolabına kaldırırak, ertesi gün servis edin.

Benzer Tarifler;

& Filiz Yengenin tarifi ile Revani

Kremalı Kurabiye

YUMUŞAK KURABİYE SEVENLER İÇİN...
Sevgili Münevver'ciğimin Hünerli Bayanlar için hazırladığı sofradan tüm tarifleri yayınlayacağımı söylemiştim.
Ama araya giren hastalığım ve doğum günü hazırlıkları bu süreyi birazcık uzattı. Ispanaklı Pasta'nın gördüğü yoğun ilgi nedeniyle gecikmeden kurabiyeyi de sizlerle paylaşmak istedim.
Kremalı kurabiye, kıtır kıtır bir kurabiye değil, yumuşacık...
Sanırım içindeki yoğurt veriyor bu yumuşaklığı, ben kurabiyeleri mümkün olduğu kadar sert ve kıtır sevdiğim için, kendim yaptığımda her zaman yaptığım kıtır kurabiye şeklinde ama içine Münevverin dolgu kremasından hazırlayıp koyarak yapacağım, biskrem gibi bir lezzet olur diye düşünüyorum:)
Kurabiyelerin fotoğrafına bakıpta, önce kurabiyeler pişiriliyor, sonra kesilerek içine krema koyuluyor sanmayın:)
Münevver'ciğim kremasını bol koyduğu için pişerken bazıları çatlamış ve bence hoş bir görüntü oluşturmuş.

Malzemeler

Kurabiye Hamuru için;

• 250 Gr. (1 Paket) Margarin
• 1 Çay Bardağı Yoğurt
• 1 Çay Bardağı Pudra Şekeri
• 3,5 Su Bardağı Un
• 1 Paket Kabartma Tozu
• 1 Paket Vanilya

İç Kreması için;

• 1,5 Yemek Kaşığı Un
• 1/3 Su Bardağı Toz Şeker
• 2 Yemek Kaşığı Kakao
• 1 Su Bardağı Süt

Yapılışı

• Öncelikle iç kremanın malzemelerini küçük bir tencereye koyun ve sürekli karıştırarak pişirin. Kaynamaya başlayınca 1-2 dk. kaynatıp altını kapatın ve ılınmaya bırakın.
• Kurabiye hamurunun malzemelerini yoğurun. (Margarin oda sıcaklığında olacak) Hamurdan iri ceviz büyüklüğünde bir parça koparın ve avucunuzda açın. İçine bir tatlı kaşığı krema koyup, kapatın ve yuvarlayın. Üzerine hafifçe bastırarak yağlı kağıt serdiğiniz tepsiye dizin. 180 derece de üzerini çok fazla kızartmadan pişirin.
• Kurabiyeler biraz ılınınca üzerine pudra şekeri yada Dr.Oetker dekor şekeri serpin.

Bulgur Pilavı

BENİM İÇİN İKİNCİ ANA YEMEK :)
Bulgur pilavını çok severim. Yanında yoğurt ile başlıbaşına doyurucu bir yemektir benim için.
Kremalı Mantarlı Makarna yazısında makarna benim için ana yemek demiştim, "Müge hani makarna senin için ana yemekti?" demeyin diye, ikinci ana yemek dedim:) Son zamanlarda bulgur pilavını kahverengi bulgur ile yapıyorum, tadında çok fazla bir değişiklik olmuyor açıkçası ama ben en azından daha bir gönül rahatlığı ile yiyorum, doğal olduğu için sanırım.
Evde sürekli pişmesine karşın, bulgur pilavını şimdi yayınlama sebebim ise; blogumun son zamanlarda istatistikleri...
Ben her ne kadar bloga mümkün olduğu kadar farklı ve yapımı oyuncaklı şeyler koymalıyım diye düşünsemde en çok incelenen tariflerin en basit ve yayınlamakta en tereddüt ettiğim tarifler olduğunu gördüm.
Son on gün içinde hatırı sayılır derecede tıklanan tarifler; Havuçlu Kek, Mercimek Çorbası, Revani ve Mozaik Pasta olmuş mesela.
Sonra benim Google'a ilk yazdığım ve bloglar ile tanışmama neden olan cümleyi düşündüm; "Mor lahanayı nasıl pembe yaparım?" Demekki, yemek sitelerini ziyaret eden herkes usta değil, çok basit ya da çok bilinen tariflerler aranıyor çoğunlukla.
Bu nedenle evimizde pişen, çok sevdiğimiz ama bloga koymakta tereddüt ettiğim tarifleride paylaşmaya karar verdim. İlk kez yapacak olanlara gönül rahatlığı ile önerir ve şimdiden afiyet olsun derim:)

Malzemeler

• 2 Su Bardağı Pilavlık Bulgur
• 3 Adet Sivri Biber
• 1 Çay Bardağı Sıvı Yağ
• 1 Yemek Kaşığı Domates Salçası veya 1 Adet Domates
• 1,5 Yemek Kaşığı Biber Salçası
• 4 Su Bardağı Su

Yapılışı

• Sivri biberleri ve 1-2 dk. sonra eklediğiniz, kabukları soyulmuş, doğranmış domatesi, sıvı yağda kavurun. Salçayı ekleyin ve 1-2 dk. daha kavurun.
• Bulguru, salçalı karışıma ekleyip 1-2 dk. kavurun. İçine 1 adet tavuk bulyon attığınız kaynar suyu ekleyin ve karıştırıp, kısık ateşte bulgur yumuşayıp, suyunu çekinceye kadar pişirin. Tencerenin kapağının altına bir kağıt havlu koyarak 30 dk. kadar dinlenmeye bırakın.
• Bulgurun cinsine göre su miktarı değişebiliyor, altını kapatmadan önce pilavdan tadın, eğer bulgur biraz diri ise 1/2 su bardağı kadar kaynar su ekleyerek 3-4 dk. daha pişirin. Çok yumuşayıncaya kadar pişirmeyin, demlenirken bir miktar daha yumuşuyor.

Eşimin Doğum Günü Yemeği

BİR DOĞUM GÜNÜ'NÜN ARDINDAN
6 Aralık sevgili eşimin doğum günü. Geçen yıl doğum gününde 1 aylık evli olduğumuz ve ben henüz omlet ve haşlanmış patates seviyesinde olduğum için kendisi için bir doğum günü partisi düzenleyememiştim.
Geçen bir yıl bana blogum sayesinde çok şey kazandırdı, hem yemek pişirebilme tecrübesi hem komşu bloglardan harika süsleme fikirleri hem de hazırlıklarda bana yardımcı olacak eşsiz dostlar.
Bu kazanımlarımı mümkün olduğu kadar kullanmaya çalıştım perşembe akşamı.
Aslında doğum günü için neredeyse 1 ay önceden hazırlıklara başladım, çeşitlerin neler olacağı, nasıl bir sofra düzeni olacağı ve eşime hazırlayacağım sürprizler için listeler oluşturdum. Tahmin edeceğiniz gibi liste her gün değişti.
Tıpkı Selçuğun doğum gününde olduğu gibi çok zengin çeşitli bir davet sofrası olacaktı, ama doğum gününe bir hafta kala çok ciddi şekilde üşüttüm ve ateşlendim.
Hatta bir gece önce hala kafamı yastıktan kaldıramayacak kadar hasta idim, sevgili kayınvalidemin, kuzenimin ve eltimin yardımları olmasına rağmen ben kafamdakilerin ve listemdekilerin ancak yarısını yapabildim.
Diğer yarısı bir dahaki doğum gününe kaldı artık :)



Eşime sürpriz olarak, dostlarımızın ve ailelerimizin kutlama mesajları yer alan bir dergi hazırladık, dostumuz Ahmed ile birlikte. Çok profesyonel, harika bir çalışma oldu, kendisine bir kez de buradan çok ama çok teşekkür ediyorum.
Ahmed; sen olmasan bu dergi olmazdı.
Gelen tüm dostlarımıza bir dergi ve sarı şekerimin hazırladığı dergi ile aynı konseptte hazırlanmış kurabiyeler hediye ettik.
Derginin içindeki mesajları altında isim olmadan eşimin bilmeye çalıştığı bir oyun hazırladım, burda da sevgili İlker'den fikir desteği aldım, eşim mesajları bildikçe hediye kazandı, bilemediğinde ise herkese içecek servisi yaptı:)
Dostlarımız, doğum gününün hafta içi olmasına ve havanın yağmurlu üstelikte korkunç bir İstanbul trafiğine rağmen binbir eziyetle evimize geldiler, çok az fire vererek oldukça kalabalık bir toplulukla harika bir akşam geçirdik. Çok eğlendik. Gecenin sonunda ise aldığım övgüler hem yorgunluğumu hem de hastalığımı unutturdu.
Açıkçası bizim için tadı damağımızda kalan bir gece oldu, ben bir sonraki toplanmamız için şimdiden bahane düşünmeye başladım:)



Doğum Günü Soframızdakiler;

• Yayla Çorbası
• Tavuk Çöp Şiş
• Izgara Köfte
• Garnitürlü Pilav
• Kırmızı Biber Sarması
• Domates Soslu Patlıcan Kızartması
• Kabak ve Havuç Salatası
• Fava
• Etnik Pizza
• Beyaz Çikolatalı Cheesecake
• Patates Salatası
• Doğum Günü Pastası

Sofrada söz ettiğim gibi planladığım kadar çok çeşit yoktu ama Yasemin şekerimin verdiği fikirler sayesinde mevcut çeşitler ile hoş sunumlar yaptım. Bildiğimiz domates soslu patlıcan kızartmasını, domates çanağına doldurup üzerine sarımsaklı yoğurt ile süslemek gibi mesela...Sanırım Yasemin uzun bir süre doğum günü, menü gibi kelimeleri duymak bile istemeyecek:))

Yasemin şekerimin bu doğum gününe katkıları saymakla bitmez, bir ay boyunca benim fikirlerimi dinlemek zorunda kaldı:) Üstelik doğum gününde gündüzden gelip bana yardımcı oldu buda yetmezmiş gibi üç tane de harika çeşit yaptı... Patates Salatası, Etnik Pizza ve Beyaz Çikolatalı Cheesecake... Yasemincim, minik kuşum seni çok seviyorum.

Pastamız tabiki kanatsız melek sarı şekerimden. Üzerindeki emeğe ve uğraşmaya bakarmısınız? Eşimin çektiği ve en çok sevdiği fotoğraflardan bazılarını kendisine gönderdim ama nasıl bir çalışma olacağını bilmiyordum. Pastayı görünce gözlerime inanamadım, olağanüstü idi. Hatta misafirlere pastayı kesmeden önce "herkes gelsin ve bu pastayı önce biraz izlesin, hemen kesmeye kıyamıyorum" dedim:) Üstelik Ayşem doğum gününe kendisi katılamadığı halde, gündüz o yağmurda, o trafikte bebisi ile birlikte karşıya geçip, evimize kadar gelerek pastayı teslim etti ve geri döndü. Teşekkür kelimesi o kadar anlamsız kalıyorki...

Kurabiyeler de yine Ayşem'ciğimden... Yukarıda sözünü ettiğim gibi hazırladığımız dergi ile aynı tema'da ve çok uyumlu bir hediye oldular. Gelen yorumlar ile o kadar motive oldumki hatta özellikle Songül biraz daha ısrar ederse bir organizasyon firması kurmayı düşünüyorum..:))

Ayşem'cim her organizasyonda yanımızdasın, her zaman dost elini hissediyorum ve o kadar seviniyorumki seni tanıdığım için... İyiki varsın canım.

İşte bir doğum günü hikayesi de kısaca böyle... Umarım sizlere duygularımı biraz olsun anlatabilmiş, mutluluğumu yansıtabilmişimdir. Sözlerimi yazının anlamına uygun olması için; "Sevgili Eşim, iyi ki doğdun, seni çok seviyorum" diye bitirmek istiyorum...

Damalı Pasta

BOL SEÇENEKLİ BİR PASTA...
Damalı pasta Siret Yenge'den öğrendiğim ama yapımı biraz zahmetli olduğundan açıkçası yapmaya üşendiğim bir pastaydı.

Blogumun ilk günlerinde onun hünerli ellerinden çıkmış bir Damalı Pasta yayınlamıştım. O günden beride kendim yapsam, şu renklerde yaparım, krema olarak da böyle yaparım diye kafamda fikirler ürettiğim bir pasta kendileri:)

Pastayı milli takım renklerinde yani; kırmızı-beyaz ve ara kremasını da Dr.Oetker'in çilekli pasta kreması kullanarak yapmayı planladım, böylelikle, tamamı kırmızı ve beyazdan oluşan bir pastam olacaktı. Gelin görünki evdeki hesap çarşıya uymadı, sade yaptığım pandispanya doğal olarak sarımtrak bir renkte oldu, üstünede birde beyaz olacağını tahmin ettiğim pasta kreması lila renkli olmazmı??

(Bu aşamada gerçek bir mor sever olan Burçin'ciğimin kulaklarını çınlattım) Sonuç olarak, sarı-kırmızı ve lila gibi birbiri ile uyumsuz renklerden oluşan bir pasta çıktı ortaya:)

Bir diğer konuda; pastayı her zamanki alışkanlıkla önce ortadan ikiye bölüp, daha sonra pastayı yapmaya devam etmek oldu. Normalde ortadan ikiye bölmeden, içinden halkalar çıkarılarak yapılan pasta, bu şekilde dağ gibi yüksek oldu ve sadece ortaya sürülen pasta kreması da az geldi doğal olarak. Bu nedenle bu tarifi, pastalar mı, yoksa kekler mi kategorisine koymakta kararsız kaldım açıkçası:)

Pastayı yapmaya karar verirseniz, ya ortadan ikiye bölmeden sadece halka çıkarma işlemini yapın, ya da ben yüksek ve kocaman bir pasta istiyorum derseniz; iki paket pasta kreması ya da iki paket çikolata sos hazırlayıp her kata sürün.

Pandispanya ise gönül rahatlığı ile sizlere önerebileceğim kadar başarılı. Siret yengenin, her zaman olumlu sonuç veren ölçülerine ben bir iki küçük ilave yaptım, açıkçası uydurdum ama sonuç çok başarılı oldu. Geçen hafta muzlu ve kakaolu olarak iki pasta daha yaptım bu ölçüler ile ve kendi denemelerim sonucunda en doğru pandispanyayı buldum diyebilirim artık.

Sonuç olarak; damalı pasta aşağıdaki ölçüler ile pandispanyayı pişirip, çeşitli renklerde, istediğiniz krema veya sos ile yapabileceğiniz, istediğiniz meyveleri kullanabileceğiniz çok özgür bir pasta :)

Malzemeler

Sade Pandispanya için;

• 3 (orta boy) Yumurta
• 3 Fincan (Türk kahvesi fincanı) Şeker
• 3 Fincan (Türk kahvesi fincanı) Un
• 1 Fincan (Türk kahvesi fincanı) Buğday Nişastası
• 3 Yemek Kaşığı Kaynar Su
• 2 Yemek Kaşığı Sıvı Yağ
• 1 Paket Kabartma Tozu
• 1 Paket Vanilya

Yapılışı

• Yumurtaları 30 sn. kadar çırpın. Şeker, sıvı yağ ve kaynar suyu ekleyerek, şeker eriyinceye kadar 5-6 dk. çırpın.
• Un, nişasta, vanilya ve kabartma tozu ekleyerek, malzemeler karışıncaya kadar çok az daha çırpın.
• Hamuru, sadece taban kısmını katı yağ ile yağlayıp, unladığınız 24 cm.lik kelepçeli kalıba dökün.
• Önceden ısınmış, 180 derece fırında, yaklaşık 30-35 dk. pişirin. (Kürdan testi yapmadan çıkarmayın)
• Pandispanyanızı (yukardaki ölçüler ile) kakaolu yapacaksanız; 2 yemek kaşığı kakao, renkli yapacaksanız; 1/2 çay kaşığı toz gıda boyası ekleyin.

Blog gezmelerim sırasında en çok keyif aldığım yazılar sofra görüntüleri ve yapılışı detaylı fotoğraflar ile anlatılan tarifler olur. Bende yapımı biraz oyuncaklı olan Damalı Pasta'nın detaylarını sizlere fotoğrafla anlatmak istedim. Daha öncede bir kez Bohça Poğaça yaparken bu şekilde anlatmıştım. Umarım hoşunuza gider.

Izgara tel üzerinde 1 saat kadar soğuttuğunuz pandispanyaları ikiye ayırın. Ya da yukarıda yazdığım gibi ayırmadan, her parçanın da üzerine bir pasta tabağı koyarak (ölçü olması için) tabağın kenarlarından bıçakla kesin.

Kestiğiniz yuvarlağı içinden çıkarın ve kalan boş halkayı servis tabağınıza koyun. Pasta yaparken tabağın altına kalın şeritler halinde kestiğiniz 3 parça yağlı kağıt koyarsanız, pastanın bitiminde kağıtları altından çeker ve tabağı temizlemek ile uğraşmazsınız.

Tabak yardımı ile kesip çıkarttığınız orta büyüklükteki halkaların, üzerine bir fincan yada su bardağı koyarak, bir küçük yuvarlak daha elde edin. Elde ettiğiniz orta büyüklükteki halkayı zıt rengi olacak şekilde büyük halkanın içine yerleştirin. Her halkayı koymadan önce, tabaktaki halkanın iç duvarlarına, pastanızın renk durumuna göre beyaz yada kahverengi çikolata sos sürün. Böylelikle halkaların birbirine yapışmasını ve dilimlerken dağılmamasını sağlamış olacaksınız.

İki halka bir yuvarlaktan oluşan, ilk katı oluşturduğunuzda hazır satılan portakal suyu ile bir fırça yardımıyla ıslatın. Islatma işlemini her katı yaptığınızda tekrarlayın. Aynı şekilde, yukarda belirttiğim gibi pastanızın kek gibi olmasını istemiyorsanız, sadece orta kata değil her kata krema sürün.

Alttaki halkalar ile zıt renk oluşturacak şekilde ikinci katı da oluşturun, iç duvarlarına sos sürmeyi, üzerine de portakal suyu sürmeyi unutmayın. Hazırlamış olduğunuz pasta kremasının yarısını sürün ve damla çikolata serpin. İsterseniz kremaya uygun meyveler de dizebilirsiniz. Kremadan sonraki iki katıda, aynı ilk iki katı hazırladığınız şekilde hazırlayın.

Lahana ve Yaprak Sarması

HER DAMAK TADINA UYGUN SARMA...
Blogumda fazla ana yemek yer almamasının nedenlerinden biride sevgili kayınvalidem biliyorsunuz. Sağolsun, ailedeki tüm bireylerin damak tadına uygun şekilde yemek pişirir. Bildiğimiz bir köfte harcından, maydanoz yemeyenler, biber yemeyenler, soğan yemeyenler diye ayırıp, herkes için ayrı ayrı hazırlar. Aynı şekilde sofrada her zaman 3-4 çeşit salata olur, kimisi biber yemez, kimisi havuç, kimisi soğan vs.. vs.. liste uzar gider. Ben yemek seçmenin yasak olduğu bir ailede büyüdüğüm içinde açıkçası eşim ve kardeşlerinin bu tavırları bana çok şımarıkça gelir, üzülürüm kayınvalidem için.
Hiç unutmam, çok küçükken bir gün sofrada yemek yiyoruz ve kardeşim, arnavut ciğerini sevmiyor, sevmemek ne kelime yutamıyor zavallı:( Birden sofrada ağlamaya başladı, Babam "Ne oldu ?" deyince "Yutamıyorum" demişti. Babam da "O zaman ablanında seninde bir yemek yememe hakkınız var, sen seçimini ciğer'den yana yaptın" demişti. Bende illa bir şey seçeceğim ya "Pırasa" demiştim. Şimdi babama çok teşekkür ediyorum her fırsatta iyiki bizi böyle yetiştirmiş, girdiğim her ortamda rahatlıkla her yemeği yer ve de tadının, tuzunun damak zevkime uygun olması dışında başka bir şart aramam.
Lahana ve yaprak sarması da yine kayınvalidemin herkesin zevkine göre ayrı ayrı pişirdiği yemeklerden. Eşim yemeğin içinde et sevmediği için, bir kısmını etsiz, eşi etli sevdiği için bir kısmını kıymalı , bir kısmını da tencerenin altına çorbalık kemikler koyarak yapıyor sarmayı. Ben tüm tencerelerden de ziyadesiyle yiyorum tahmin edeceğiniz gibi :) Şimdi sizlerle paylaşacağım tarif etsiz olarak hazırlanan dolma harcı.
Siz isterseniz bu şekilde (ki mükemmel oluyor) yada tencerenin altına kemik parçaları dizerek, yada bu ölçülerdeki malzemeye 200 gr. kadar kıyma koyarak hazırlayabilirsiniz dolmalarınızı. Hepsini de severek yiyen biri olarak ayrım yapamadan öneririm.

Malzemeler

• 4 Su Bardağı Pirinç
• 3 Orta Boy Domates
• 1 Orta Boy Soğan
• 1 Orta Boy Kırmızı Biber
• 5 Adet Sivri Biber
• 5-10 Dal Maydanoz
• 2 Yemek Kaşığı (Tepeleme) Kuru Nane
• 1 Yemek Kaşığı (Silme) Karabiber
• 2 Yemek Kaşığı (Tepeleme) Biber Salçası
• 1,5 Yemek Kaşığı (Tepeleme) Domates Salçası
• 1,5 Su Bardağı Sıvı Yağ
• Tuz

Yapılışı

• Domates, soğan, kırmızı biber, sivri biber, maydanozu birlikte robotta püre haline gelinceye kadar çekin. Pirinci ve diğer malzemeleri ekleyin. Kaşıkla karıştırarak malzemelerin iyice karışmasını sağlayın.

Beyaz Lahana ve Kara Lahana Sarması yapmak için;

• Bir tencereye bol miktarda su (makarna haşlayacak gibi) koyun ve 1 yemek kaşığı toz şeker ekleyin. Su kaynayınca, yapraklara ayırıp yıkadığınız lahanalardan 5-6 yaprak kaynar suya atın ve 1-2 dk. kaynatın. Fazla yumuşamadan hemen çıkarın ve lahana bitene kadar işlemi tekrarlayın.
• Lahananın uç kısmına 1 yada 2 yemek kaşığı kadar (göz kararı) harçtan koyup, önce iki yanından içeri kıvırın, sonrada başından ucuna kadar yuvarlayarak rulo yapın. (Sigara böreği sarar gibi)
• Tencereye bitişik olarak, ama çokda sıkıştırmadan dizin. Üzerini geçmeyecek kadar su koyun, önce normal ateşte, kaynayınca altını kısarak, kısık ateşte lahanalar ve pirinçler pişinceye kadar pişirin.

Yaprak Sarması yapmak için;

• Temizleyip, bir poşete koyduğunuz yaprakları derin dondurucuya koyun. Kullanmak istediğiniz zaman çıkarıp, çözülmesini bekleyin. Maydanoz ve nane'yi buzluktan çıkarttığımız zaman oluşan yosunumsu kıvam normalde hoşumuza gitmez. Ama yaprak sarması için bu özelliği olumlu olarak kullanıyoruz:) Çözülünce yumuşayan yapraklar, kaynatmadan ve böylelikle vitamini lezzeti kaybolmadan kolaylıkla sarılabiliyor.
• Buzlukta yaprağınız yoksa ve siz aynı gün sarma yapmak istiyorsanız, lahana sarmasındaki kaynatma işlemini yapmalısınız. Sarma, dizme ve pişirme şekli de lahana sarması ile aynı.

Söke Un - Çavdar Ekmeği

EKMEK MAKİNASI VE SÖKE UN İLE İLGİLİ BİR YAZI...
Ekmek makinası almak için çok uzun süre düşündüm, pişirme süresinin uzunluğu, kaplayacağı alanın büyüklüğü, ekmeğim hazır satın alınanlar gibi lezzetli olacakmı endişesi ve daha bir çok düşünce kafamda uçuşup durdu. Son zamanlarda yaşadığım bir iki olay nedeniyle (her zaman ekmek aldığım fırında imalathaneden kedi miyavlaması gelmesi gibi) ekmeğimi kendim yapmak fikri de çok cazip gelmeye başlamıştı.
Önce elde yoğurarak bir iki ekmek denemesi yaptım, çok da güzel oldu ama yoğurma işlemi ve mayalanmasını takip etmek biraz zahmetli geldi açıkçası vazgeçtim. Sonra ekmek makinalarını araştırmaya başladım, konunun uzmanı sevgili Binnur'un sayfasını ve sevgili Devletşah'ın konu ile ilgili yazılarını okudum ve ramazanın ilk günü ekmek makinama kavuştum. Marka olarak, Sinbo'yu tercih ettim, hem fiyatı hemde Binnur ve Devletşah'ında Sinbo kullanıyor olması fikrimi çok etkiledi. Kararımdan çok memnunum, benim gibi karar aşamasında olan herkese öneririm. Sadece ekmek değil, hamur yoğurma işleminide artık makina da yapıyorum.
Ekmek makinamı aldığım günden beri severek kullanıyorum ama, işte bu ama... kısmı biraz can sıkıcı idi, çünkü ekmeklerim biraz tok bir dokuya sahip, yani nasıl desem fırınlarda satılanlar gibi olmuyordu nedense.
Ama bu durum uzun sürmedi, Yasemin şekerim bizi kahvaltıya davet edipte muhteşem çavdar ekmeği ile tanıştırana kadar. Yasemin'in ekmeğini bende eşimde bitirene kadar iltifat ede ede yedik ve hemen sırrını sordum tabi, meğer Söke Un karışımları ve onun hokus pokuslu elleri imiş bu lezzeti oluşturan.
Hemen bir paket çavdar unlu karışımdan aldım ve fotoğrafta gördüğünüz muhteşem görünümlü ve inanılmaz lezzetli ekmeği yaptım.
Kutunun içinden iki paket çıkıyor, ben birini sade, birini cevizli yaptım, her ikisi de çok ama çok güzel oldu. Yumuşacık dokulu nefis bir ekmek.
Eşim ve ben o kadar çok sevdik ki, bir sonraki markete gidişimizde Söke Un'un tüm çeşitlerini alıp yapmayı düşünüyorum ve sizlere şiddetle öneririm.

Malzemeler

• 320 ml. Su (1 Su Bardağı = 200 ml.)
• 2 Yemek Kaşığı Zeytinyağ
• 1 Çay Kaşığı Tuz
• 1 Çay Bardağı İri Çekilmiş Ceviz
• 500 gr. (1 Paket) Söke Un - Çavdar Unlu Karışımı
• 1 Paket Kuru Maya (paketin içinden çıkıyor)

Yapılışı

(Ekmek Makinası ile)

• Makinanın yoğurma kabına sırasıyla, su, tuz, yağ ve 1 paket un karışımı dökün. Unun ortasına küçük bir havuz açarak, mayayı dökün ve üzerini kapatın.
  En az 3 saatlik bir program (Ben 3 saat süren "Normal ekmek" seçeneği ile yapıyorum) ince kabuk ve 900 Gr. ayarlarını seçin.
• Ekmeğinizi, makinenin içinde en az 3-4 saat dinlendirmenizi, hatta en güzeli gece çalıştırmanızı ve sabah makinadan çıkartıp yemenizi öneririm.

(Elde yoğurarak)

• Tüm malzemeleri yoğurun ve üzerini kapatarak 30 dk. mayalandırın.
• Hafifçe yağladığınız tepsiye, hamurdan küçük toplar kopararak dizin ve yine üzerini kapatarak oda sıcaklığında hamurlar iki katı şişinceye kadar bekleyin.
• 180 derece ısıtılmış fırında yaklaşık 20-25 dk. pişirin. (Isırma kontrolü yapmadan fırından çıkarmayın:)
• Fırının içine, ısıya dayanıklı bir kase ile su koymayı unutmayın, böylelikle yumuşacık kabuğu olan bir ekmeğiniz olacak.

Güle Güle ESRA...

GÜLE GÜLE ESRA.......
Bu blogu kurduğum gün hiç bu kadar yüreğim acı dolu, gözleri yaşlarla dolu olarak bir yazı yazacağımı düşünmemiştim. Yüzünü tanımasamda sanki arkadaşım gibi hissettiğim, güler yüzünü ve yaşam enerjisini sadece kelimeler ile bana ulaştıran cıvıl cıvıl hayat dolu ESRA'mızı kaybettik.
Kendisi son yazısında bize birazcık anlatmış hasta olduğunu ama ne o ne de bizler astım hastalığının onu bizlerden ayırabileceğini düşünmedik bile. Ay sonu Kevgir'de Zerrin ile neler hazırlayacaklar bize bakalım diye düşündüm ben sadece. Kayseri'nin bir köyünde sağlığını hiçe sayarak yerine getirdiği öğretmenlik görevini yapıyordu Esra.
Yarın Öğretmenler Gününü kutlayacaktı, çocukları yine sevindirecekti onu...
Doktora gitmeyi bile belkide bu günü yaşamak adına erteledi...
Yüzünü görmemiş olsak da, seni çok ama çok sevdik Esra. Mekanın cennet olsun.

Esra'ya sizde bir şeyler yazmak isterseniz, aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz...

ESRA'NIN TAZİYE DEFTERİ

Browni

KAYNANA ÇATLATAN TARİFLER ETKİNLİĞİ İÇİN... :)
Her ne kadar benim kendi annemden ayırmadığım kadar sevdiğim bir kayınvalidem de olsa, etkinlik logosu ve fikri çok ama çok hoşuma gittiği için katılmak istedim. Bundan önceki Yaman Etkinlikler'e katıldığımda da, Türk Gecesi etkinliğinde de aynı şeyleri söylemiştim, sevgili Ayşe'cik sayesinde etkinliklere bir hareket bir neşe geldi.
Browniyi Dr.Oetker kakao paketinin arkasında görüp yaptım ve her zamanki gibi yanıltmadı beni. Çok lezzetli ve hazır satılan browniler gibi oldu. Zaten böyle giderse kendimi Dr.Oetker markasının gönüllü reklamcısı ilan edeceğim:) Çıkarttıkları her ürün gerçekten çok başarılı, Kakao ve Pudra şekerini başka marka alırsam aynı lezzeti yakalıyamıyorum. Çeşnili kabartma tozları bir harika, maya'sı da öyle. Hele son günlerde çıkarttığı Gurme Puding şahane, mutlaka denemenizi öneririm, ben portakallı ve vişnelisini denedim. Şiddetle tavsiye ederim. Evet kendi sitelerinde bile bu kadar övgülü sözler yoktur sanırım, konuyu kapatsam iyi olacak:)
Geçen sefer yine kakao paketinin arkasında görüp yaptığım Sütlü Kek en favori lezzetim olunca, bu tarifide hiç düşünmeden gözüm kapalı denedim. Sadece 24 cm'lik kalıp biraz büyük geldi bu nedenle ince oldu, bir dahaki sefere daha küçük bir kalıpta yapacağım. Birde Browni deyince aklımıza ıslak ıslak bir kek gelir (en azından benim öyle) bu kek için ben büyükçe bir çay bardağı harç ayırdığım ve harcı dökmeden önce kürdanla delikler açtığım halde çok ıslak olmadı, nemli ama biraz sert bir kek oldu, aklınızda bulunsun. Kekin en sevdiğim tarafı ise ayırdığım harcın içinde çiğ yumurta olmaması ve pişirilmiş olması, çünkü ben un koymadan evvel 1 su bardağı harcından ayrılıp üzerine dökülen kekleri, çiğ yumurta ve yağ olduğu için sevmiyorum açıkçası.
Böyle neşeli bir etkinlik konusu düşündüğü için sevgili Lalecik'e çok teşekkür ediyor ve kolaylıklar diliyorum.

Malzemeler

• 125 Gr. (1/2 Paket) Margarin
• 1 Su Bardağı Toz Şeker
• 2 Yemek Kaşığı Kakao
• 1/2 Su Bardağı Süt
• 2 Adet Yumurta
• 1 Su Bardağı Un
• 1 Çay Bardağı Damla Çikolata (Ben ekledim)
• 1 Paket Kabartma Tozu
• 1 Paket Vanilya

Yapılışı

• Margarin, kakao, şeker ve sütü karıştırarak pişirin. Kaynamaya başlayınca altını kısıp 1 dk. kaynatın. Karışımdan 1 çay bardağı ayırın (ben Aida model büyük çay bardağı ile ayırdım) gerisini soğumaya bırakın.
• Soğuyan karışıma yumurta sarılarını ekleyip çırpın.
• Karışıma elediğiniz toz malzemeleri, damla çikolatayı ve cam bir kasede kar haline getirdiğiniz yumurta aklarını ekleyin ve nazikçe karıştırın.
• Yağlayıp, unladığınız kalıba dökün ve 180 derecede 25-30 dk. kürdan temiz çıkıncaya kadar pişirin.
• Kek fırından çıktıktan 10 dk. sonra üzerine kürdanla delikler açarak ayırdığınız kakaolu karışımı dökün ve kaşığın tersi ile yedirin.
• 3-4 saat ya da 1 gece dinlendirdikten sonra servis yapın.

Ispanaklı Pasta

YANILTICI GÖRÜNÜMLÜ PASTA :)
Hafta sonu gezmelerimde harika sofralara konuk olduğumu, birbirinden güzel yiyecekleri tattığımı anlatmıştım. Sevgili Münevver Abla'nın güzelliklerini kendi sayfasında bulabilir, sizde benim gibi kendisini hayranlıkla takip edebilirsiniz.
Ben sizlerle blogu olmayan bir Münevver'in tariflerini paylaşmak istiyorum. Cumartesi akşamı Münevver ve Hülya yenge'nin yaptığı nefis yiyecekleri tek tek yayınlayacağım, bunlardan ilki Ispanaklı Pasta...
Pastanın görüntüsü gerçekten müthiş, gıda boyası kullanılmadığı için sağlıklı ve içinde ıspanak olduğu tadından kesinlikle belli olmuyor.
Hatta içine bütün olarak kavrulmuş antep fıstığı serperseniz kesinlikle fıstıklı pasta diye ikram edebilirsiniz:)

Malzemeler

• 3 Adet Yumurta
• 1,5 Su Bardağı Toz Şeker
• 1 Su Bardağı (haşlanmış ve püre halinde) Ispanak
• 1/2 Su Bardağı Sıvı Yağ
• 2 Su Bardağı Un
• 1 Paket Kabartma Tozu
• 1 Paket Vanilya

Arası için;

• Krem Şanti
• Damla çikolata

Yapılışı

• Ispanakları yıkayın ve kaynar suya atarak 2-3 dk. bekletin. Suyunu süzün ve robotta püre haline gelinceye kadar çekin. (Ispanağın çekilmiş haldeki ölçüsü 1 su bardağı olmalı)
• Yumurtaları ve şekeri krema kıvamına gelinceye kadar çırpın. Yağı ve ıspanak püresini ekleyin ve çok az çırpın.
• Toz malzemeleri bir kaba eleyin ve sıvı malzeme ile karıştırın.
• 180 derecede yaklaşık 35-40 dk. kürdan temiz çıkıncaya kadar pişirin.

Not 1: Cuma günü Ayşem'ciğimi izlemek için Oktay Usta'nın programını açtım ve de tesadüfen programda da ıspanaklı pasta yaptı Oktay Usta. Kendisinin bahsettiği bir püf noktasını sizlerle paylaşmak istedim. Ispanakları robotta çekerken, robotu kısa aralıklarla çalıştırmamızı, çünkü ısınan bıçağın ıspanağın rengini değiştirip koyulaştıracağını söyledi.

Not 2: Pastanın içine kendiniz bir pasta kreması da hazırlayabilirsiniz ama Münevver, pasta kreması ile yapınca pastanın çok ağır olduğunu, en güzelinin krem şanti ile yapılan olduğunu söyledi.

Not 3: Pastanın üzerindeki süsleme kısmını tahmin etmişsinizdir diye düşündüğüm için yazmamıştım, ama sevgili Aynur gibi, başka merak edenler de olabilir diye yazmaya karar verdim:) Keki ikiye ayırdığınızda, her iki parçanın iç kısmından birazcık koparıyorsunuz, yada parmak uçlarınızla hafifçe tırmıklarsanız:) da aynı şey olur. 1 su bardağı kadar ayırdığınız parçaları robotta çekiyor ve pastanın üzerine serpiyorsunuz. Hepsi bu...

2 Muhteşem Sofra...

HÜNERLİBAYANLAR İÇİN HAZIRLANAN SOFRA :)
Hafta sonu çok gezenti idim, 3 farklı evde misafir oldum ve harika yiyecekler yedim. Önce biricik ablamız Münevver Abla'nın evine konuk olduk, onun sıcacık ev sahipliğinde birbirinden nefis yiyecekler tattım, hatta tatmak kelimesi biraz hafif kalıyor, sofradaki herşeyden en az iki kez aldım.
Bir kez de bu yazı ile sana çok teşekkür etmek istiyorum Münevver Ablacım, ellerine sağlık, her şey çok ama çok güzeldi tadı damağımda kaldı.
Münevver Abla'nın sofrasından inanılmaz tok bir şekilde kalktığım için akşam üzeri gittiğimiz ikinci sofrada herhalde hiç bir şey yiyemem diyordumki; "büyük lokma ye, büyük konuşma" demişler ya atalarımız, işte bende büyük konuşmak yerine büyük lokmaları ağzıma atmaya devam ettim.
Eşimin akrabaları olan Hülya yenge ve Münevver kelimenin tam anlamı ile döktürmüşlerdi.
Laf arasında eşimle fotoğraflarını çekerken Münevver; "Bu sofra sizin için değil, Hünerli Bayanlar blogu için hazırlandı zaten" :) deyince hepimiz çok güldük.

Hülya yenge'nin sitede nefis bir Baklava'sı vardı, şimdi birde tek kişilik pastaları olacak, Münevverciğim ise Kabaklı salata, Kremalı Kurabiye ve Ispanaklı Pasta yapmıştı. Hepsi birbirinden güzel olan tarifleri her zamanki gibi arşivimin düzenli olması için tek tek yayınlayacağım.

Sevgili Pınar'cığımın objektifinden Münevver Abla'nın sofrası. Sadece görüntüleri değil, lezzetleri de inanılmazdı. Bir gün bende hem bu kadar şık görünen hem de yiyen herkesin mest olacağı kadar lezzetli çeşitleri olan sofralar kurmayı hayal ediyorum Münevver Ablacığım, olur değil mi?...

Havuç Çorbası

MERCİMEKSİZ MERCİMEK ÇORBASI :)
Blogunda sadece pasta ve kek görmek istemiyorum, ana yemekler ve çorbalar da olmalı diyen Fatoş'cuğumu dinlemeye karar verdim. Kendisi bu konuda çok yeteneklidir ve ben yapmayı bildiğim tek çorba olan mercimek çorbası'nıda ondan öğrenmişimdir:)
Bana her konuşmamız da "Kağıdı kalemi al, şimdi sana bir çorba tarifi yazdırıyorum, şimdi bak etleri alıyorsun ya da tavukları küçük küçük doğra..." şeklinde başlayan cümleler kurar.
Fatoşun ve eşinin çok sevdiği bir çorbaymış havuç çorbası. Dışarda yedikten sonra çeşitli denemeler sonucunda en güzel sonuca ulaşmış, banada tarifi verirken "İlk yapışımda sadece havuç ile yaptım ve çok tatlı oldu, sonrakilerde yavaş yavaş tutturdum" dedi.
Bende geçen akşam denedim çorbayı ama evde süt olmadığı için koymadım birde yağını biraz fazla kaçırmışım, sanırım bende Fatoş gibi 2. hatta 3. yapışımda istediğim lezzeti yakalayacağım.
Sizlere aşağıda verdiğim ölçüler ile yapmanızı öneririm, beğeneceğinizi düşünüyorum, ama yinede ilk yapışınızda "ben bir dahaki sefere soğanı daha az koyayım, ya da yağını arttırayım" diyebilirsiniz, damak zevkinize kalmış.

Malzemeler

• 2 Adet (Orta Boy) Havuç
• 1 Adet (Orta Boy) Patates
• 1 Adet (Orta Boy) Kuru Soğan
• 2 Diş Sarımsak
• 6 Su Bardağı Su
• 3/4 Çay Bardağı Sıvı Yağ
• 1/2 Çay Bardağı Süt
• Tuz, Karabiber

Yapılışı

• Havuç, patates, soğan ve sarımsakları irice doğrayın ve üzerine su ekleyerek, hepsi pişinceye kadar kaynatın.
• Karışımı el blenderi yardımıyla (ya da robotta) pürüzsüz bir kıvama gelinceye kadar parçalama işlemi yapın. Bu aşamada tuzunu ekleyin.
• Süt ekleyerek, kısık ateşte 4-5 dk pişirin.
• Ayrı bir tavada sıvıyağı kızdırın ve çorbanın üzerine dökün. 4-5 dk. daha karıştırarak kaynatın. Altını kapattıktan sonra karabiber serpin ve servis yapın.

Mutfakta Ateş Var :)

BİR KOMŞUMUZ DAHA OLDU...
Yeni mi yeni, nur topu gibi bir blogumuz daha oldu. Sevgili Kevser'in hikayesi; hemen hepimizinki ile aynı aslında. Bir gün değişik bir şeyler deneme amacı ile google'a tıklama, yemek siteleri ile tanışma ve gel zaman git zaman, "ben de yapabilirim aslında" diyerek bu dünyaya adım atış...
Ben kendisini çok az tanımama, hatta yüz yüze tanışmamamıza rağmen çok sevdim. Sıcaklığı mesafeleri aşıp bana ulaştı. Daha ilk tarifinde, bir salatanın süslenmesi ile ilgili bir çok şey öğrendim kendisinden ve eminim daha pek çok şey öğreneceğim.
Blog dünyasının tüm güzelliklerini, karşılıksız paylaşımları, tanımadan sevilen sımsıcacık yürekleri kısacası benim son on aydır yaşadığım tarifsiz güzellikleri Kevser'inde yaşaması dileğiyle...
Hadi yanlız bırakmayalım, hoşgeldin diyelim Kevser'e...

Çikolata Soslu Muz

EV YAPIMI BANANA SPLIT:)
Eşim çikolatayı, çikolatalı tatlıları ve pastaları çok sever. (Aslında en çok Köşkeroğlu'nun kuru baklavasını sever, o ayrı)
Geçen akşamüstü "Canım pasta istiyor" demezmi? Kendisine bir pasta yapımının saatler aldığını ve onun yerine daha basit bir şey istemesi gerektiğini anlattım:)
Konuyu değiştirip, unutmasını sağladığımı sanarken (!) yemekten sonra, elinde çikolata sos paketi ile salona gelip, "hiç değilse bunu pişir" diyince, içim burkuldu. Sadece bizim değil, beylerin de tatlı krizi tutuyormuş meğer, öğrenmiş oldum. Mutfağa girdim ve sosu her zamanki gibi mikro dalga fırında pişirirken aklıma gelen bu uyduruk tatlıyı yaptım.

Malzemeler

• 1 Paket Dr.Oetker Çikolata Sosu
• 2,5 Su Bardağı Süt (sosu pişirmek için)
• 1 Adet Muz
• 6-7 Adet Kakaolu Piknik Bisküvi
• Kavrulmuş Fındık Kırığı
• Damla Çikolata

Yapılışı

• Çikolata sosunu paketin üzerindeki tarife göre (ya da benim gibi) pişirin. Bir tabağa bir sıra bisküvi dizin ve üzerine sıcak sos dökün, muzları biraz kalınca dilimleyin ve sosun üzerine dizin. Kalan sosu da muzların üzerine gezdirin ve damla çikolata ile fındık kırığı serpin.

Sütlü Kek

HEM KEK HEM DE PANDİSPANYA...
Geçen hafta Cevizli Pasta yazısında yeni bir kek keşfettiğimi ve en kısa zamanda sizlerle paylaşacağımı yazmıştım. Tarifi Dr.Oetker Kakao paketinin arkasında gördüm ve malzemelerden nefis bir şey olacağını anladım. Aylardır blog dünyasının içinde olmak böyle bir yetenek kazandırıyor sanırım, malzemeleri okuyunca ortaya nasıl bir şey çıkacağını kestirebiliyorum artık.
Keki pişirip tadına bakınca altın bulmuş kadar sevindim desem inanın abartmış olmam, neden derseniz; bir kere tek başına kek olarak bile olağanüstü lezzetli ve pandispanya olarakda inanılmaz başarılı. Ben son iki hafta içinde dört beş kez yaptım ve bazen üzerine bir parça kaymak koyarak, bazen çikolata sos dökerek afiyetle yedik.
Bir kez de keki 3 parçaya bölerek arasına Cappucinolu Creme Ole sürdüm.
(Burçin sayesinde keşfettim bu creme oleyi ve çok lezzetli) ve yine muhteşem oldu. Sadece her zaman kullandığım Dr.Oetker'in pasta kreması ile denemedim ama pazar günü annemin doğum günü ve çilekli yada çikolatalı pasta kreması ile yapacağım eminim müthiş olacak.

Malzemeler

• 5 Adet Yumurta
• 2 Su Bardağı Toz Şeker
• 1 Paket (250 Gr.) Margarin
• 2 Yemek Kaşığı Neskafe
• 1 Su Bardağı Mısır Nişastası
• 1 Su Bardağı Un
• 4 Yemek Kaşığı Kakao
• 1 Paket Kabartma Tozu (Ben ekledim)
• 1 Paket Vanilya
• 1 Su Bardağı Süt (Islatmak için)

Yapılışı

• Yumurtaları ve şekeri, şeker eriyinceye kadar yaklaşık 5-6 dk. iyice çırpın. Eritip ılıttığınız margarini ekleyip karıştırmaya devam edin.
• Bütün toz malzemeleri bir kaba eleyin ve sıvı malzemeleri katarak çırpma teli ile karıştırın.
• 24 cm. lik kelepçeli kalıbı katı yağ ile yağlayıp un serpin. Karışımı kalıba dökün.
• 175 derece de ön ısıtma yapılmış fırına verin ve 1 saat 10 dk. fırının kapağını açmadan pişirin.
• Keki fırından çıkarın ve 4-5 dk. sonra 1 bardak sütü kaşıkla dökerek yedirin.
• 1-2 saat sonra kalıptan çıkarıp servis yapabilirsiniz. Eğer bir gün önceden yaparsanız kek çok daha güzel oluyor.

ÇOK ÖNEMLİ NOTLAR

Tariflerimi sizlerle paylaşmadan önce defalarca deniyorum ve karşılaştığım sorunları sizler yaşamayın diye notlar halinde belirtiyorum. Bu keki her zamankinden daha fazla ve farklı şekillerde test ettim ve bu nedenle pişirmeden önce notları mutlaka okumanızı rica edeceğim.

NOT 1: Keki yapmaya karar verdiğinizde "iyi hoş da şu margarin işi bozuyor, ben bunu sıvı yağ ile yapayım" demeyin. Çünkü ben dedim:) ve ikinci fotoğraftaki ortası çökmüş ve mud kek kıvamında bir kek çıktı ortaya. Kekin tamamı damla çikolata katılarak truff haline getirildi.

NOT 2: Tarifteki mısır nişastası yerine "hepsi nişasta, sonuçta" demeyin. (Ben dedim) Buğday nişastası ile olmuyor mesela. Lezzeti güzeldi ama ertesi gün keki keserken üst kısım dağıldı.

NOT 3: Keki mutlaka 1 saat 10 dk. pişirin ve kapağını asla açmayın. Daha öncesinde ne kadar kabarmış görünsede içi henüz pişmemiş oluyor ve fırının kapağını açarsanız ortası çöküyor.

NOT 4: 1 saat 10 dk. sürenin sonunda kürdanı mutlaka kenarına batırın, ortası daha geç pişer diye ortasına batırmayın yine kekinizin ortası çöker.

NOT 5: Süt ile ıslatma işlemi için paketin arkasında 20 dk. sonra ve 2 su bardağı süt diye yazmış ama en güzel sonucu 4-5 dk. sonra ve 1 su bardağı süt ile ıslattığımda aldım. Süt ortaya doğru birikme yaparsa elinizle kalıbı oynatarak sütün kenarlara dağılmasını sağlayın.

NOT 6 : Keki pandispanya olarak kullanacaksanız ya çok az süt ile ıslatın ya da ıslatmayın ve mutlaka 2 gün önceden pişirin. Kullanacağınız zaman kestikten sonra hafifçe ıslatın. Böylelikle parçalanmasını önlemiş olursunuz.