30 Nisan 2007

Bisküvili Sütlü İrmik Tatlısı

İrmik Tatlısı

SÜTLÜ İRMİK TATLISI SEVENLER İÇİN BİR SUNUM...
Hafta sonu gelen arkadaşlarımız için yemekten sonra sütlü bir tatlı yapmak istedim. Çok sevdiğim sütlü irmik tatlısı bir iki minik ilave ile hafif bir pastaya dönüştü. Bisküvi ile uyumlu olurmu diye çekindim biraz ama sonuç beni üzmedi. Hafif ve serin bir yaz tatlısı oldu. Arkadaşlar da tatlıyı beğenince, kendileri yayınlanmayı hakettiler:)
Bu tatlı yapımı son derece kolay, misafirleriniz gelmeden 2-3 saat önce hazırlayabilirsiniz, ama siz "ben biraz daha oyuncaklı bir sütlü irmik tatlısı yapmak istiyorum" derseniz;
Narlı İrmik Pastası'nı öneririm.

Malzemeler
  • 1 Lt. Süt
  • 9 Yemek Kaşığı (tepeleme) İrmik
  • 8 Yemek Kaşığı (tepeleme) Şeker
  • 1 Paket Vanilya
  • 1 Paket Kakaolu (piknik) Bisküvi
  • 1 Adet Muz
  • 1-2 Yemek Kaşığı (iri çekilmiş) Fındık
  • Tarçın (üzerini süslemek için)

Yapılışı

  • Süt, irmik ve şekeri sürekli karıştırarak pişirin. Kaynamaya başlayıp, göz göz olunca altını kapatın ve vanilyayı ekleyerek karıştırın.
  • Hafifçe ıslattığınız, kek kalıbına (yada isterseniz Borcam'a) tatlının yarısını dökün, kakaolu bisküvileri ve dilimlenmiş muzları dizin.
  • Az miktarda fındık kırığı serpin ve tatlının diğer yarısını dökün.
  • Buzdolabında 3-4 saat dinlendirin ve ters çevirerek dilimleyin.
  • Üzerine isterseniz sadece tarçın yada bir kasede harmanladığınız, tarçın, fındık kırığı ve toz bisküviyi serpin. Her iki şekilde de çok güzel oluyor.

NGBB Botanik Parkı - Ataşehir

botanik2007-8

Hafta sonu fotoğrafçılığa merak sarmış olan arkadaşımız sayesinde, yine yeni bir yer keşfettik.
"Nezahat GÖKYİĞİT Botanik Parkı". Ataşehir'de, otobanın kenarında, size İstanbulun tam ortasında olduğunuzu unutturan bir tatil köşesi...

botanik2007-16

Botanik Park, Tekfen Holding'in sahibi tarafından yaptırılmış ve ücretsiz olarak İstanbulluların hizmetine sunulmuş. Her yer mis gibi tertemiz.

botanik2007-5

botanik2007-6

botanik2007-7

botanik2007-13

botanik2007-10

Parkın her yerine banklar ve masalar yerleştirilmiş, size piknik sepetinizi hazırlayıp gitmek kalıyor.

botanik2007-1

botanik2007-4

botanik2007-9

Parkta iki adet gölet de var. Bu sevimli ördekler, bir bakıyorsunuz gölet'teler, bir bakıyorsunuz çimlerde geziyorlar. O kadar şirinler ki...

botanik2007-14

botanik2007-15

botanik2007-17

botanik2007-3

Parkta başınızı hangi yöne çevirirseniz, harika çiçekler görüyorsunuz, hatta normal boyutunun dörtte biri kadar olan hercai menekşeler olağanüstü idi.

botanik2007-11

Parktaki tüm ağaçların ve çiçeklerin altına bilgilendirme lavhaları yerleştirilmiş. Bildiğimiz Çuha'ların latince ismi, ezberlenemeyecek kadar uzun mesela :)

botanik2007-12
botanik2007-2

İşte parklarda görmeye alışkın olmadığımız bizi gülümseten iki tabela. Parkta yasak olan tek şey mangal ve ateş yakmak. Onun dışında koşun, çocuğunuzla oynayın, çimlerde yuvarlanın, herşey serbest...

28 Nisan 2007

İçli Köfte

İçli Köfte

CEVİZ OLMADAN BİLE HARİKA :)
Bu nefis lezzeti en son, dün akşam eşimle canımız çektiği için yedik :)
Çok kıskandıran bir cümle oldu farkındayım ama biz, içli köfte buzluğunda genellikle hep bulunan ve ne zaman canımız çekse kızartıp yiyebilen şanslı kişilerdeniz :)
Ailenin "Hünerli Bayanlar"ı zaman zaman bir araya gelir ve bir gün boyunca uğraşarak, bu nefis köftelerden bol miktarda hazırlarlar.
Bende bu seferki yapılışın tarifini sizlerle paylaşmak istedim.
Hamuruna katılan irmik, hem inanılmaz bir lezzet hemde çıtırlık veriyor. Patates ise kolay şekil almasını sağlıyor.
Uzun yıllar boyunca ve abartısız yüzlerce kez yapılıp, ikram edildikten sonra oluşan bu tarifi beğeneceğize eminim.
İçli Köfte; bu tarif ile o kadar güzel oluyorki, normalde içinde olması gereken ceviz, ağır bulunduğu gerekçesi ile konulmadığı halde, eksikliği hiç farkedilmiyor :)

Malzemeler

Hamuru için;
  • 3 Su Bardağı (köftelik) İnce Bulgur
  • 2 Adet Kuru Soğan (Rendelenmiş)
  • 100 Gr. (yağsız) Kıyma
  • 2 Adet (küçük boy) Patates (Haşlanmış, ezilmiş)
  • 3 Yemek Kaşığı Pul Biber
  • 1,5 Yemek Kaşığı İrmik
  • 1,5 Yemek Kaşığı Un
  • 1 Tatlı Kaşığı Tuz

İç Malzemesi için;

  • 500 Gr. (orta yağlı) Kıyma
  • 500 Gr. Kuru Soğan
  • Pul Biber
  • Tuz, Karabiber

Yapılışı

  • Bulguru yarım su bardağı su ile ıslatıp, yumuşatın. Rendelenmiş soğanı, kıymayı ve pul biberi de katıp yoğurun.
  • Haşlayıp püre haline getirdiğiniz patatesi, irmiği, un ve tuzuda ekleyip hamur özleşinceye kadar iyice yoğurun.
  • Kıymayı ve minik minik (yemeklik) doğranmış soğanları bir tavada kavurup, tuz ve biberini ekledikten sonra soğumaya bırakın.
  • Hamurdan mandalina büyüklüğünde parçalar koparıp, yuvarlak veya oval mümkün olduğunca ince bir şekilde oyun.
  • Bir kaşık kadar iç malzemeden koyup, kapatın.

NOT 1: Köfteyi taze iken yada buzluktan çıkarıp kızartabilirsiniz, her iki durumda da oldukça bol yağda ve ikişer ikişer hafifçe karıştırarak kızartmanız gerekiyor, yoksa yağ soğuyup köfteleri çatlatıyor.

NOT 2: Köfteyi buzluktan çıkartıp, kızartacaksanız oda sıcaklığında bir süre bekletin yada mikrodalga fırında buz çözdürme işlemi yapın. Kızgın yağ, dış kabuğun hemen kızarmasını sağlıyor ama içi soğuk kalabiliyor.

26 Nisan 2007

Kuru Meyveli Çikolatalı Kek

Kuru Meyveli Kek

KURU AŞURE :)
Mudurnu - Göynük Gezisi sırasında Berceste Tesislerinden aldığım minik minik kesilmiş kuru kayısı ve kuru incirleri kek yapmak için hemen aldığımı ve ilk fırsatta deneyeceğimi söylemiştim.
Bu keki yapmaya başladığımda aslında sade bir kek yapıp içinde renkli meyveler görünecek diye planladım, ama ne zamandır
Yemek Günlüğüm'de gördüğüm Neskafeli Damla Çikolatalı Kek'i de canım istiyordu.
Bende bu kekin malzemelerine, kuru meyveleride karıştırıp karma bir kek yaptım. Keke ne isim vereyim diye düşünürken; Karma Kek, Karmakarışık Kek, Herşeyli Kek :)
Birden en doğru ismi eşimin kardeşi buldu; "Kuru Aşure"...
Sanırım en uygunu bu oldu :)

Malzemeler
  • 3 Adet Yumurta
  • 1 Su Bardağı Şeker
  • 3 Su Bardağı Un
  • 1 Su Bardağı Süt
  • 1 Su Bardağı Sıvı Yağ
  • 1 Paket Kabartma Tozu
  • 1 Paket Vanilya
  • 1/2 Su Bardağı Damla Çikolata
  • 1/2 Su Bardağı (minik minik doğranmış) Kuru Kayısı
  • 1/2 Su Bardağı (minik minik doğranmış) Kuru İncir
  • 1 Çay Bardağı (iri çekilmiş) Ceviz
  • 1 Tatlı Kaşığı Neskafe
  • 1 Çay Kaşığı Tarçın

Yapılışı

  • Yumurtaları ve şekeri krema kıvamına gelinceye kadar çırpın.
  • Süt ve sıvıyağı da ekleyerek biraz daha çırpın.
  • Ayrı bir kaba bütün kuru malzemeleri birlikte eleyin ve meyveler ile cevizide ekleyin.
  • Sıvı karışımı da ekleyip, son bir kez karıştırın.
  • 180 derece önceden ısınmış fırında, yaklaşık 40-45 dk. batırdığınız kürdan temiz çıkıncaya kadar pişirin.

Kuru Meyveli Kek

25 Nisan 2007

Baklava

Baklava

BAKLAVA İLE İLGİLİ BÜTÜN BİLDİKLERİNİZİ UNUTUN...
Farkındayım başlık çok iddialı oldu ama, eğer tarifi denerseniz bana hak vereceksiniz.
Baklava'yı aile dostumuz Hülya Abla yapıyor, zahmetli olduğu içinde tabiki çok sık yapamıyor. Ay sonu kendisini Umre'ye uğurluyoruz, sağolsun gitmeden bizi bir kez daha bu lezzet ile buluşturdu. Bende kendisinden hemen tarifini alıp sizlerle paylaşmak istedim.
Bir kez daha teşekkürler Hülya Abla, ellerine sağlık, güle güle git..

Malzemeler

Hamuru için;
  • 2 Çay Bardağı Su
  • 1 Çay Bardağı Sıvı Yağ
  • 3 Çorba Kaşığı Sirke
  • 1 Çay Kaşığı Tuz
  • 1 Kabartma Tozu
  • Un
Şerbeti için;
  • 4 Su Bardağı Şeker
  • 5,5 Su Bardağı Su
  • 1 Tatlı Kaşığı Limon Suyu
Yapılışı
  • Hamur malzemelerini aldığı kadar un ile kulak memesinden biraz daha sert olacak şeklinde yoğuruyoruz.
  • Ceviz büyüklüğünde, yaklaşık kırk adet toplar hazırlıyoruz.
  • Topları önce tek tek pasta tabağı büyüklüğünde açıyoruz, aralarına nişasta sürerek üst üste on adet diziyoruz, en üste nişasta sürmüyoruz.
  • Nişasta sürdüğümüz onlu grubu tepsimizin büyüklüğünde (Hülya Ablanın tepsisi, dikdörtgen ve yaklaşık 50*70 cm. civarındaydı.) olabildiğince ince açıyoruz.
  • İlk grubu tepsiye yayıp, biraz ceviz serpiyoruz ve ikinci onlu grubu hazırlıyoruz.
  • İkinci onlu grubu hazırlayıp, tepsiye koyunca, bolca ceviz serpiyoruz.
  • Diğer iki grubada aynı işlemleri yapıp, tepside kesme işlemini yapıyoruz.
  • Bir tavada erittiğimiz 1,5 paket margarini kızgın halde iken baklavanın üzerine kaşıkla iyice yediriyoruz.
  • 130 yada 140 derecede üzeri kızarana kadar pişiriyoruz. (Ağır ağır pişmesi gerekiyor)
  • Şerbet malzemelerini yaklaşık 45 dk. kaynatıyoruz. İndirmeye yakın limon suyunu ilave ediyoruz.
  • Son olarak baklava soğuk, şerbet ise dumanı gitmiş kadar ılınmış (sıcak) halde iken şerbeti yediriyoruz.

23 Nisan 2007

Kerpe - Sapanca Gezisi


Kiraz Bahçe'deki nefis kahvaltıdan sonra, düştük yollara. Hava çok güzeldi, doğa bizi çağırıyordu, haydi gelin resimlerimi çekin diye...

İlk durağımız Kerpe sahiliydi.
Yazın günübirlik denize girmek için gelenler ile dolan plaj çok sessizdi
.

Kerpe Kayalıkları

Kerpe kayalıklarını görünce ister istemez şaşırıyorsunuz, sanki yüzyıllar önce dev bir turist gemisi sahile demir atmış ve efsanevi bir şekilde taşlaşıp kalmış gibi...


Kayalıkları gezerken doğal güzelliğinden gerçekten çok etkilendim, ancak detaylı bir şekilde gezmeye başlayınca içim burkuldu. Çevreyi gezmeye gelenlerin, etrafa saçtığı çekirdek kabukları, pet şişeler ve gördüğü her çiçeği hemen koparan bayanlar gerçekten çok üzücü görüntülerdi.


Kerpe'den Sapanca Maşukiye'ye doğru giderken yol üzerinde bu enfes güzellikteki gölet dikkatimizi çekti. Biz "aman ne kadar güzel bir yer keşfettik" diye sevinirken, biraz aşağıya bakınca gölün kenarında sıra sıra dizilmiş arabaları ve hepsinin önünde yanmakta olan mangalları gördük. Sanırım, söz konusu piknik ve mangal olduğunda ülkemizde keşfedilmemiş hiç bir yer yok.

Kenarında küçük bir köy olan bu gölün etrafta kimse olmadığı için adını öğrenemedik. Bizde ilk fırsatta buraya piknik yapmaya gelmeye karar verip, bolca resim çektikten sonra ayrıldık.

22 Nisan 2007

Pazar Keyfi

Pazar günü güneş sıcacık yüzünü gösterince, bizde bir çok İstanbullu gibi hemen kendimizi dışarı attık. Her zaman olduğu gibi aklımızda bol bol resim çekmek ve yeni bir yer keşfetmek vardı. Kiraz Bahçe'yi de bu pazar arkadaşlarımız sayesinde keşfettik. Evlerine çok yakın olduğu için onlar müdavimi olmuşlar, birlikte de gidelim dediler. İyiki de dediler. Sanki İstanbul'da değilde, Ege'de yada Güney'de bir sahil kasabasında kahvaltı ediyormuş hissi veren, kendi evinizin bahçesinde arkadaşlarınız ile oturuyormuşsunuz gibi bir yer...

Mekan Sahibi; Melih KAYMAZ

Mekanın sahipleri Melih - Reyhan KAYMAZ ile tanıştık. Reyhan Hanım bütün yemekleri kendisi yapıyor, yapmadıklarının da başında duruyor. Melih Bey'de servise yardım ediyor ve konuklar ile tek tek ilgileniyor, hatırlarını soruyor. Melih Bey ile biraz sohbet edince bu işi tamamen hobi olarak yaptığını ve ne kadar zevk aldığını daha iyi anladım. Kendisi, Koç Holding - Kogem eğitim merkezinden emekli olmuş, Hermes adında bir danışmanlık şirketinin kurucusu. Aynı zamanda halen Sabancı Üniversitesinde, öğretim görevlisi. "Satış Teknikleri ve Duygusal Zekanın İş Yaşamındaki Önemi" konulu dersleri veriyor.
Zamanının büyük kısmını Cafe'de geçirdiğini ve çok keyif aldığını söylüyor. Bizide bütün konukları gibi kapıya kadar uğurladı, bizde en kısa zamanda tekrar geleceğimizi söyledik.

Çiğbörek

Gözleme
Cafe'de isterseniz kahvaltı tabağı, gözleme ve çiğ börek yiyin. İsterseniz Reyhan Hanımın elleriyle yaptığı zeytinyağlı ve mezelerden...Mantıyı'yada yer bırakın mutlaka..
Meraklısına; Kiraz Bahçe, Soyak Yenişehir'de...



21 Nisan 2007

Renkli Kurabiye

Renkli Kurabiye

AĞIZDA ERİYEN, SAĞLIKLI KURABİYELER...
Kurabiyeler için özellikle ağızda dağılan değil, ağızda eriyen kelimesini kullandım. Gerçekten ısırdığınız anda ağzınızda eriyen, özellikle çocuklu evlerde eminim piştiği gün tükenecek lezzette kurabiyeler oluyorlar.
Tarif Siret yenge'den ve emin olun defalarca test edildi :)
Kurabiyelerin en güzel yanı; gıda boyası kullanılmadan yapılması. Kahverengi olanları kakao, yeşil olanları toz antep fıstık ve pembe olanıda hazır toz olarak satılan Vişneli Jöle'nin katılması ile elde edildi.
Üzerindekilerde kahverengi, beyaz ve pembe renkli damla çikolata...

Malzemeler
  • 1,5 Çay Bardağı Pudra Şekeri
  • 100 Gr. (yumuşamış) Margarin
  • 1 Çay Bardağı Sıvı Yağ
  • 1 Su Bardağı Mısır Nişastası
  • 2 Su Bardağı Un
  • 1 Yemek Kaşığı Portakal Marmeladı
  • 1 Çay Kaşığı Vanilya
  • 1 Çay Kaşığı Kabartma Tozu

Yapılışı

  • Sıvı yağı, margarini,pudra şekerini ve portakal reçelini iyice karıştırın. Bir kaba unu, nişastayı, kabartma tozunu ve vanilyayı eleyin.
  • Tüm malzemeleri karıştırıp, yumuşak bir hamur yapın.
  • Hamuru bir oklava yardımı ile açın, kalıpla istediğiniz şekli verin.
  • Önceden ısıtılmış 180 derece fırında, 15-20 dk. pişirin.

18 Nisan 2007

Fırın Sütlaç

Fırın Sütlaç

ZİYAFETİN TATLI FİNALİ...
Dün akşam arkadaşlarımıza gittiğimizde Karadeniz yemekleri ziyafeti olduğundan söz etmiştim. Kara Lahana Sarması,
Hamsili Pilav, Terbiyeli Çorba ve daha bir sürü çeşit vardı.
Yemekten kalktıktan sonra artık iki gün birşey yiyemeyiz diye düşünürken fırın sütlaç gelmesinmi ? Önce biraz nazlandık ama ilk kaşığı tatmamızla bitirmemiz yirmi saniye falan sürdü:)
Bende hemen tarifini, bütün püf noktaları ile yazıp, sizlerle paylaşmak istedim. Bu arada Gülsüm teyze'nin uzunca bir süre pastane sahibi olduğunu ve kendisinin de pasta ustası olduğunu belirteyim, tarifi gözünüz kapalı uygulayabilirsiniz.

Malzemeler
  • 1 Kg. Süt
  • 250 Gr. Şeker
  • 100 Gr. Pirinç
  • 50 Gr. Buğday Nişastası

Yapılışı
  • Bir tencerede sütü ve şekeri kaynatın.
  • Ayrı bir kapta suda haşladığımız pirinci süzerek, süte ekleyin.
  • Nişastayı biraz su ile bulamaç haline getirip, sütlü karışıma ekleyin.
  • Karışım kaynayıp, kabarınca altını kısın.
  • Ocağı söndürmeden, kısık ateşte bir yandan karıştırıp, bir yandan varsa toprak kaselere, yoksa fırına dayanıklı kaselere doldurun.
  • Kaseleri tepsiye dizip, tepsiyi su ile doldurun.
  • Üzerleri kızarana kadar pişirin.

Hamsili Pilav



TÜRK USULÜ SUŞİ...
Dün akşam yemeği için arkadaşlarımıza davetli idik. Arkadaşımızın annesi, Karadenizli olmasının hakkını teslim etmişti doğrusu. Yemeklerin hepsi muhteşemdi. Özellikle hamsili pilav çok hafif ve lezzetli idi. Ben görüntüsü ve içeriği nedeniyle Hamsili Pilavı, Suşi'ye benzettim. Tabi bizim suşimiz mis gibi pişmişti ve de çok lezzetliydi.

Malzemeler
  • 1,5 Kg. Ayıklanmış Hamsi
  • 1 Su Bardağı Pirinç (Yıkanmış)
  • 1 Adet Taze Soğan
  • Kekik, Tuz, Karabiber

Yapılışı

  • Tepsiye hamsilerin yarısını, beyaz kısmı üste gelecek şekilde diziyoruz.
  • Üzerine pirinç ve küçük doğranmış taze soğanları seriyoruz.
  • Damak tadımıza göre kekik, tuz ve karabiberi ekliyoruz.
  • Hamsinin geri kalanını beyaz kısmı alta gelecek şekilde üzerine diziyoruz. Üzerine erimiş tereyağ gezdiriyoruz.
  • Fırında kızarana kadar pişiriyoruz.

17 Nisan 2007

Pazar Kahvaltısı

Kahvaltı Sofrası

DOSTLARIMIZLA KAHVALTI KEYFİ...
Pazar günü birkaç arkadaşımız bize kahvaltıya geldiler, bende masamızı sizlerle paylaşmak istedim.
Ben, kahvaltı sofrası hazırlamayı çok seviyorum, henüz beş aylık evli olduğumdan çokda fazla yemek yapmayı bilmiyorum, üstelik kendimi bildim bileli mutfakta hep kek, kurabiye, hamur işleri yapmayı sevmişimdir.
Annemin deyimi ile oyuncaklı işleri. Bu yüzden annem mutfakta hep ana yemekleri kendi hazırlar, hamurlarıda kendi yoğurur, sonrada kendisi sıkıldığı için şekil vermek üzere benim önüme koyardı..
Bu nedenle evlendiğimizden beride dostları, akrabaları ya kahvaltıya yada akşam çayına davet ediyorum.

Soframız, klasik kahvaltı sofrası olduğu için ayrıca tariflerini yazacak bir çeşit yok sanıyorsanız yanıldınız, Kilis yöresine özgü,
Züngül Tatlısı, ekmeklerin üzerine sürüp kanape olarak servis ettiğim Muhammara ve Anasonlu Kurabiye ile Peynirli Börek vardı. Hepsinin tariflerini önümüzdeki günlerde yayınlayacağım.

Bohça Poğaça

Bohça Poğaça

GÖRÜNTÜSÜ ŞİRİN, TADI KLASİK POĞAÇALAR...
Hafta sonu Sofra Dergisinde gördüğüm Fıstıklı Çıkınların görüntüsü çok şirindi. Ben bir kaç başarısız deneme yüzünden, tadına bakmadan sadece fotoğrafını beğendiğim tarifleri yapmaya biraz korkuyorum, bu nedenle bu görüntüyü bildiğimiz klasik poğaça ile denedim.
Benim çıkınlarımda çok şirin ve lezzetli oldular.

Malzemeler
  • 1 Su Bardağı (200 Gr.) Erimiş Margarin
  • 1 Su Bardağı Sıvı Yağ
  • 1 Su Bardağı Yoğurt
  • 1 Yumurta Akı
  • 1 Paket Kabartma Tozu (Dr.Oetker Çeşnili Mahlepli-Susamlı olanını kullandım.)
  • 1 Çay Kaşığı Tuz
  • Un (yaklaşık 4-5 Su Bardağı)

Yapılışı

  • Öncelikle sıvı malzemeleri iyice çırpın, kabartma tozu, tuz ve bir miktar unu birlikte eleyerek ilave edin. Azar azar un eklemeye devam ederek, kulak memesi kıvamında bir hamur yapın.
  • Buzdolabında yarım saat kadar dinlendirdikten sonra istediğiniz şekli verip, üzerine yumurta sarısı sürün.
  • 170 derecede ısınmış fırında renkleri turuncu olana kadar pişirin.

Hamuru yaklaşık 8 cm. çapında açıp, içine istediğiniz malzemeyi koyun. (Peynir, haşlanmış patates veya zeytin..) Yanlız özellikle belirteyim, peyniriniz yağlı kahvaltılık peynir olmasın, benimki öyleydi ve peynir içinde eriyerek kayboldu.

Hamuru yoğurduktan sonra limon büyüklüğünde bir parça ayırın ve toz kırmızı biber katarak renginin kırmızı olmasını sağlayın, hamurla minik çubuklar yaparak çıkınlarınızı süsleyin.

13 Nisan 2007

3 x 3 = Oyun

Sevgili Devletşah, sitesinde 3x3 oyununa katılmış ve banada bir ikramda bulunmuş. Bende uzun zamandır diğer bloglarda takip ettiğim ve zevkle okuduğum bu oyuna katılmış oldum. Bazı yanıtlarım biraz farklı oldu, umarım beğenirsiniz. Teşekkürler Devletşah üstad.

* Daha önce yaşadığım üc sehir?
Tüm hayatım boyunca yaşadığım tek şehir İstanbul, birde iş hayatım başlayıncaya kadar her yaz 3 ay boyunca yaşadığım, hayatımın en tatlı anılarının yaşandığı, şimdi düşündüğümde o zaman ağladığım dertlerimin bile ne kadar komik olduğunu anladığım, baba memleketim Erdek / Balıkesir var.

* Tatil icin gittiğiniz gördüğünüz ve önermek istediginiz üç yer?
Geçen yaz gittiğim ve kelimenin tam anlamı ile aşık olduğum Çeşme (Ilıca, Alaçatı, Mavikoy) , görür görmez evet burası gerçekten aşıklar şehri dediğim Paris, iyiki bizim ülkemizde diye gururlandığım dünya harikası Göcek koyları

* Yaşamak istediğiniz (görmediginiz de olur) 3 şehir?
İstanbul’dan başka bir yerde yaşamanın nasıl bir şey olduğunu bilmediğim için yaşamak istediğim ve hala doyamadığım yer İstanbul. Mutlaka görmek istediğim ve şimdiden gittiğimde gezmek için notlar tuttuğum, yerler ise 1. Mardin, 2. Newyork, 3. Budapeşte, Viyana, Prag üçlüsü

* Şu anda ki mesleginiz nedir?
3 yıl bankacılık, 3 yılda pazarlama yöneticiliği yaptıktan sonra, yaklaşık 3 yıldır eşimle birlikte onun firmasında, bilişim sektöründe çalışıyorum. (Çalışma yıllarımda tesadüfen oyunun temasına uygun oldu:)

* Dünyaya yeniden gelseydiniz, hangi meslegi yapmak isterdiniz?
Tv programcısı olmak yemek, moda, kültür, sanat üzerine kaliteli programlar hazırlamak isterdim.

* Kesinlikle ben yapamazdim" dediginiz meslek nedir?
Kesinlikle müşteri hizmetleri.. Telefonda yada birebir hiç farketmez, o günkü ruh halim ne olursa olsun, karşımdaki kişiye sürekli güleryüz ve nezaket gösterebilmek bence dünyanın en zor işi.

* Yasam felsefenizi oluşturan sözlerden biri?
Hayatta her şey zehirdir, önemli olan dozdur…

* Bir kitapdan alınma, cok sevdiginiz bir cümle veya paragraf veya bölüm?
Ne yazıkki bende kitaplarda çok etkilendiğim sözleri aklında tutamayanlardanım, beğendiğim paragrafları geri dönüp bir kaç kez okumama rağmen. Aklımda onlarca cümle uçuşuyor ama hiç biri yere konmuyor.

* Cok sevdiginiz bir siirin bir parcası ?
Bunun yerine bir anı anlatmak istiyorum, sevgili Devletşah bana sitesinde Bıldırcın yemeği ikram etmiş, buda beni alıp çook uzaklara 28 yıl öncesine götürdü.
Ben beş, kardeşim ise dört yaşındaydı. Bir gün babam işten elinde kocaman bir koli ile geldi. İçinde iki tane yumurta büyüklüğünde yavru bıldırcın vardı, bunlar sizin güzelce besleyip büyütün dedi, biz kardeşimle bütün günümüzü onların başında geçirmeye başladık, sabah uyanır uyanmaz yüzümüzü yıkamadan yanlarına koşuyor, bütün gün boyunca evde yiyecek ne varsa önlerine koyuyorduk, elimize alıp seviyorduk. Bu şekilde yaklaşık iki hafta geçti, bıldırcınlar kocaman birer portakal gibi oldular.
Bir sabah uyanıp, yanlarına gittiğimizde baktıkki kutu boş, evi aradık, bahçeyi aradık, yoklar…Sanki uçtular. Hemen annemi aradık, birşey söylemedi, sonra başka bir şey için buzdolabını açtığımda birde ne göreyim, tabakta babamın akşam gizlice kesip, pişirdiği, kızarmış iki tane bıldırcın !!!
O anki duygularımı aradan bunca yıl geçmesine rağmen aklıma geçtikçe aynı sıcaklıkta hatırlıyorum, nasıl vejeteryan olmadığıma hala şaşıyorum, ama o günden beri hiç bir hayvana yada tüylü oyuncağa dokunamıyorum.
Devletşah sakın yanlış anlama, bunu seni üzmek için yazmadım, sadece eskilerden bir anıyı hepinizle paylaşmak istedim.

GELELİM İKRAMLARA;

Bu kurabiyeler, doğum günü menusu icin araştırma yaparken Devletşah'ın sitesinde bulduğum ve yaptığım, hemde tanışmamıza vesile olan süslü kurabiyeler. Benim için çok anlamlı olduğu için ilk ikramımı Sevgili Devletşah'a yapmak istedim.


Bu pasta benim kekini kendim hazırladığım ilk pasta, görüntüsüde tadıda çok hoştu, bende bu pastayı blogum için yardımlarını esirgemeyen kendi blogu gibi özenle yardımcı olan, sevgili arkadaşım Özlem'e ikram etmek istiyorum.

Katmer poğaçayı Devletşahın sitesinde, Fatma Hanımın çay saatinde gördüm, orjinal tarif Mutfak güncesinde yer alıyor. Benim ilk mayalı hamur denemem ve çok başarılı oldu, o yüzden bu poğaçayı da blogcudaki sayfamı ilk yaptığım günden itibaren, yorumlarını ve desteklerini eksik etmeyen tüm arkadaşlara, özelliklede Dilekçe'ye, Emel'e (Yemek Günlüğüm) ve Burcu'ya (Gelincik Tarlası) ikram etmek istiyorum.

LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin