28 Eylül 2010
Reşadiye'de Hafta Sonu - Eylül 2010
2010'un SON YAZ KEYİFLERİ...
İstanbul’da, artık yazın son günlerini yaşıyoruz, hatta sonbaharı da iyiden iyiye hissetmeye başladık.
Evimizde teras keyfi bu yıl için, hemen hemen sona erdi, akşamları üşünüyor çünkü.
Her yıl, havalar ısınmaya başladı mı biz Gökay’a ufaktan yerleşmeye başlarız, fırsat buldukça hafta sonlarını orada geçiririz :)
Havalar tekrar soğumaya başladığında ise bizim evin sezonu açılır, film geceleri, dizi geceleri yaparız, patlamış mısır eşliğinde.
Geçenlerde Gökay; “havalar soğuyor, kışlık mekana geçmeden -yani bizim evi kastediyor :)- gelinde son bir kez keyif yapalım” dedi…
Bu yıl leyleği havada görüp, sık sık tatile çıkınca Reşadiye’yi epey ihmal etmiştik, hemen kabul ettik tabi bu daveti :)
Gökay’dan ve mini çiftliğindeki :) yaşantısından zaman zaman söz ediyorum size, dikkatli okuyucular hemen hatırlayacaklardır.
Her gittiğimizde beyler bahçe ile uğraşırken, biz hanımlar mutfak kısmı ile ilgileniyoruz. Özellikle ben, bahçeden topladığım sebzeler ile mezeler ve salatalar yapmaya, akşamüstü çayın yanına bir şeyler hazırlamaya bayılıyorum!
O hafta sonu topladığım cevizler ile acıbadem kurabiyesi yaptım mesela, dehşet bir şey oldu.
Geçtiğimiz hafta sonu ise; kurabiyeyi kayınvalidemin verdiği fındıklar ile denedim o da muhteşem.
Badem dışında her şey ile denemiş oldum yani kurabiyeyi :)
En kısa zamanda ölçüleri oturtup sizinle paylaşmak niyetim.
Reşadiye; insanı acıktırır :)
Akşamüstü çay keyfi yaparken, Makarnalı Börek ve kurabiyeleri bitiren, sanki biz değilmişiz gibi akşamda çeşit çeşit mezeler yapar, hepsini de bir güzel yeriz afiyetle :)
Bu salatada mesela; soğan ve zeytinyağı hariç her şey bahçeden… Limon dahil :)
Sahi Gökay; neden soğan yok, olmuyor ama :)
Yoğurtlu Patlıcan Salatası… Sadece yoğurt ve sarımsak marketten :)
Taze Fasulye Kızartması… Fasulyelerinde bahçeden olduğunu söylememe gerek yok sanırım :)
Bahçede taze soğan olmadığı için, maydanoz sapları ile bağladım, Közlenmiş Kırmızı Biber Sarması’nı…
Biraz zorlandım ama bağlamayı başardım, aklınızda olsun maydanoz sapları, kaynar suda bekleyince bile çok fazla yumuşamıyor :)
Her şey organik, her şey çok sevimli…
Başınızı hangi yana çevirseniz, bir fotoğraf objesi burada…
Ortancaların her biri neredeyse 25 cm. çapında, mavi ve leylak renklerinde…
Muhteşem görünüyorlar.
Fotoğrafları tam boyutu ile görmek isterseniz; EN GÜZEL ANI'ya tıklayabilirsiniz...
Gönderen
Müge Hüner
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
20 yorum:
Evet burayi biliyorum, havuz bosken sonbaharda cekilmis bi resim vardi. Ne guzel insanin boyle can arkadaslarinin olmasi. Size bol muhabbetli, neseli gunlerrr..
Selam Müge yazının başlığını görünce çok şaşırdım çünkü bizim de Reşadiye'de bir çiftik evimiz var. Tenis kortumuz olmasa da :) havuz ile idare ediyoruz. Fotoğrafları görünce inanılmaz beğendim ve bir gün siz bize de gelseniz de bize de böyle güzel fotoğraflar çekseniz diye düşündüm :)
Bu yaz ne yazık ki sezonu kapattık ama gelecek yaz Gökay'a gittiğinizde kesin bize de bekliyorum (bu arada babama soracağım tanıyor mu diye çünkü benim babam ve annem de doktor ve Reşadiye minicik bir yer :))
Sevgiler
Sıla
Sılacım;
Annen ve baban kesin tanıyordur bence de.
Gökay diş hekimi ve çok uzun yıllardır; yaz, kış orada yaşıyor.
Davetin için çok teşekkür ederim, seneye haberleşelim, gelelim sizi ziyarete.
Fotoğraf amaçlı çağrılmış olsak da, olsun, ne yapalım :)
Şaka şaka…
Bence de muhteşem olur :)
Zaten ben her zaman; “iyi ki bir blogum var, bu sayede dünyanın her yerinde çalacak bir kapım, içecek bir çayım var” diye boşuna söylemiyorum :)
Çok sevgiler.
Mügecim yaz biterken dostlarınızla ne güzel bir kaçış olmuş şehrin stresinden... Fotoğraflar her zamanki gibi şahane.. En çok her şeyin en doğalından olması hoşuma gitti, bir de fasulye kızartmasıyla, patlıcan salatanıza bayıldım ellerinize sağlık, sevgilerimle...
Mügecim ne şanslısın benim öyle çifliği olan bir arkadaşım yok bende gelsem gökay benide kabul edermi :))
şaka bir yana mügecim gercekten çok güzel bir çiflik bayıldım .
hele masa yok yok maşallah hepinize afiyet bal olsun
kocaman sevgiler
:) Pardon Müge sanki fotoğraf için çağırdım gibi oldu, yok aslında benim gözüm yemeklerinde ama gel bize yemek yap da diyemem ki :)
Şaka bir yana her zaman kapımız açık size, biz yazları her pazar şehirden kaçıp oradayız (annemler hep oradalar :)) kesinlikle bekleriz.
Sevgiler
Sıla
Böyle doğa ile iç içe yerler görünce, derin bir ahhh çekiyorum.Bizimde memlekette var büyük bir çiftlik, artık bekçi ve bahçivanın keyfini sürdüğü maalesef...İstanbul'u çok iyi bilmediğim için reşadiye nerelere düşüyor hiç bilmiyorum.
Sizlere oralarda iyi keyifler.
Fotoğraflar, yemekler, doğa hepsi harika. İnsan orada mutlu olmaz mı?
Sevgiler...
Çok hoş bir gezi. En güzel yanı her şeyin doğal olması. En ilginç bulduğum ise fasulye kızartması oldu. Çok merak ettim tadını =)
slm,sıtenın konu baslıgını gorunce cok sasırdı,cunku bende 3 senedır yaz kıs resadıyelıyım:))buraları tanıyan bırılerını bulmak guzelll.......
ya bayılıyorum ben sizin bu fotoğraflarınıza maaşallah barekallah her konuda çok yeteneklisiniz ellerine ve yüreğine sağlık diyorum sevgili müge banada beklerim inş.SELAMETLE...
Mügecim Böyle bir arkadaşınız olduğu için şanslısın Ev için değil eğelenerek vakit geçirebildiğiniz için resimlere bayıldım sevgiler
Sevgili Müge,
Dostluğunuz daim olsun.
İmrendim size:)
En çokta tüm sebzeleri kendinizin topladığını okuyunca nasıl özendim anlatamam....
Sevgiler.
sevgili Müge,iki yıldır blogunu beğenerek takip ediyorum.ortancalara bayıldım.sevgiler sibel.
Tariflerdeki fotoğraflarınız gözükmüyor. Neden olabilir? Tek ben miyim acaba bu sorunu yaşayan?
yemekler tam damak tadıma uygun görünüyorlar.
blogunu çok begendim.
Müge hanım ortamda yemeklerde şahane:)
kırmızı biberi maydanoz sapıyla bağlama fikri için teşekkürler,çünkü davet sofralarında sizin kırmızı biberli patlıcanlı veya peynirli sarmalarınızdan yapıyorum ve yeşil soğan sapı olmadığı zaman panikliyordum:)
Müge Hanım bu patlıcan ve biberleri tam olarak nasıl közlüyorsunuz anlatırmısınız,mesela patlıcanları fırında közleyince kuru gibi oluyorlar,kırmızı biberlerde böyle hazır alınanlar gibi olmuyorda ya çok yumuşak oluyor parçalanıyorlar,siz hangi derecede nasıl közlüyorsunuz acaba?
sevgiler...
Gülşencim;
Fırının ızgara modunda, yani sadece üst ızgaraları çalıştırıyorum.
Tepsiyide en üst rafa koyuyorum.
Sürekli kontrol ederek közlüyorum.
Bazen benim biberlerde çok yumuşak oluyor, sararken zorlanabiliyorum :)
teşekkürler MügeHanımcım ,yeşil soğanı herzaman bulamayabiliyoruz bazen,hani kayınvelideniz yaprağı dondurucudan çıkarıp kullanıyorduya sanırım haşlama olmuyordu ozaman,işte o gibi yeşil soğan saplarınıda çiği dondurucya atsak çıktığında yumuşamış olur kullanabilirz belki diye dsüşünüyorum denemek lazım:)
çok güzel görünüyor herşey yemekler çok iştah acıcı görünüyorlar herzaman ki gibi :) manzaraya zaten diyecek bişey yok hepsi bir araya gelince inanılmaz bir enerji çıkmıştır eminim....
Yorum Gönder