29 Kasım 2010

Yedigöller Gezisi / Kasım 2010

Yedigöller Gezisi - blog36

PASTORAL SENFONİ…
Biliyorsunuz Kurban Bayramı bu yıl denk geldiği günler itibariyle herkes için aynı zamanda uzun bir tatile vesile oldu :)
Benim için; bu bayram biraz buruk geçti, çünkü hemen hemen tüm akrabalar şehir dışında idi.
Bayram ziyaretlerimiz sadece iki gün sürdü :(
Bir günde anne babaları bize davet ettik, oldu üç gün, bitti gitti :)
Buna rağmen planımızı değiştirmedik, tatilimizi uzatmadık, sadece iki günlüğüne Yedigöller’e gittik.

Bilenler bilir, bende romantizm sıfırın altındadır, hiç anlamam :) Hele çoğu kişiye romantik gelen, kırmızı güller, mumlar vs. bırakın romantik hissettirmeyi, kahkaha ile güldürür beni.
Çok az şey beni büyüler, dilim tutulur, midemde kelebekler uçuşturur…
Onları da bilmesi gereken kişiye düzenli aralıklarla -başa kakma yöntemi ile- hatırlatırım. :)

Yedigöller; benim, içimdeki romantizm hissini tam anlamı ile tavan yaptıran bir yer oldu. Her dakikasında ayrı büyülendiğim, nefesimin kesildiği adeta dilimin tutulduğu bir doğa harikası…
Yedigöller; yeryüzünde yer alan cennetlerden biri, Allah’ın bize bir lütfu adeta…

Yedigöller Gezisi - blog30

Eşimin ve Selahattin Abi’nin tecrübeleri ve titiz çalışması sonucu Yedigöller’e bir yıl içinde gidilebilecek en doğru zamanda gittik diyebilirim.
Yapraklar henüz dökülmeye başlamıştı.
Etraf; kahverengi, turuncu ve yeşil renklerinin tüm tonları ile boyanmıştı.
Rüzgar estiğinde yaprakların kar gibi üzerimize yağması olağanüstü idi.

Henüz hiç araba geçmediğinden, yapraklar ile kaplanmış yolda ilerlerken, araba yaklaşınca yaprakların içinden uçan, limon büyüklüğündeki kuşlar düşünün mesela…
Her şey; gerçekten bir masal gibiydi!

Yedigöller Gezisi - blog33

Yedigöller’e gidiş epey bir zahmetli. Özellikle anayol bitip, 25 km.lik orman yoluna girdiğinizde, çile başlıyor diyebilirim.
Hele de benim gibi yolda midesi tutan biri iseniz :(
25 km.lik yolu neredeyse yürüme hızı ile tamamlıyorsunuz. Yolun genişletilmeyip, düzenlenmeyişinin nedeni; çok fazla insan gelsin istememeleriymiş. Ne diyebilirim, saygı duyuyoruz :)!!

Yol ile ilgili; işte “şuradan giderseniz şu kadar km.” ya da “yol üstünde şunlar bunlar var” gibi, çok fazla teknik bilgi vermeyeceğim, internette bu konu ile ilgili çok detaylı bilgiler veren, güzel gezi siteleri mevcut.

Sadece size bir kaç öneride bulunabilirim;
Gidiş yolu olarak genellikle; Yeniçağa, Mengen üzerinden gidilmesi öneriliyor. Bu yol belki etrafın güzelliklerini izlemek anlamında çok keyifli ama yolu neredeyse üç kat uzatmış oluyorsunuz.
Yani diğer yöntem olan; Bolu batı çıkışından çıkıp, biraz Ankara yönüne devam ettikten sonra henüz Bolu'yu terk etmeden kuzeye doğru ayrılan yoldan gitmek çok daha mantıklı. Yol daha az virajlı ve daha kısa sürüyor.
Nispeten daha konforlu bir yolculuk mu yoksa rüya gibi bir yolda yolculuk mu, kararı size bırakıyorum.
Araç olarak; mutlaka araziye uygun, yüksek bir araç ile gitmenizi öneririm. Hem sizin mide sağlığınız hem de aracınızın sağlığı açısından :)

Yedigöller Gezisi - blog1

Etrafınızdaki muhteşem güzelliklere rağmen, zorluğu nedeniyle; bir an önce yol bitsin istiyorsunuz.
Hele de yol bitip, karşınızda büyüleyici güzelliği ile Büyük Göl’ü görünce, “keşke buralara uçarak gelebilme şansım olsaydı” demeniz işten bile değil :)

Işık değiştikçe, göldeki yansımalarında dakika dakika değiştiği, yaprakların gölü tamamen kaplayarak kara ile bir olduğu, rüya gibi bir yer burası…

Yedigöller Gezisi - blog6

Yolunun zorluğundan mı bilemiyorum ama Yedigöller -neyse ki- çok kalabalık değil.
Herkesin elinde mutlaka bir fotoğraf makinesi var, burası; fotoğrafa gönül verenlerin buluşma noktası gibi…
Kalabalık olsa bile; deyim yerinde ise; “gürültü” yok. Herkes birbirine ve doğaya saygılı…
Sessizliğin en önemli faktörü; Yedigöller’de telefonların çekmemesi…
Artık, sinemada bile insanların telefonlarını kapatmadığı şu günlerde, etrafta hiç telefon zili sesi duymamak öyle huzur veriyor ki…

Yedigöller Gezisi - blog11

“Niyetimiz 14 Kasım Cumartesi günü Yedigöller bölgesini yaşamak, fotoğraflamak, akşam Bolu'da otelimizde kalıp, ertesi gün Mudurnu, Göynük Taraklı üzerinden dönmekti. Yol uzayınca Yedigöller'e varışımız saat 14:00'ü buldu. Günlerin kısalmış olması ve bölgenin bir vadi içinde yer alması nedeniyle hemen karanlık çöktüğünden bu tabiat harikasını yeterince yaşayamadığımızı hissedince, hemen B planı'na geçip ertesi gün de buraya tekrar gelmeye karar verdik.”

Bu paragraf; Selahattin Abi’nin blogundan bir alıntı…
Ayak İzleri grubu ile gerçekleştirdikleri gezileri, Picassa albümlerinde toplayıp, fotoğrafları minik notlar ile süslüyordu ne zamandır.
Kendisine; “seni okumak çok keyifli ama tadı damağımızda kalıyor, lütfen bir blog aç, yazılarını doya doya okuyalım” diye baskı yapıyorduk uzun zamandır.
Baskı sonuç verdi :)
Artık keyifli bir gezi ve fotoğraf blogu daha var; “Selahattin Tuncay”… Haberiniz olsun…

Yedigöller Gezisi - blog27

Selahattin Abi’nin de dediği gibi; bu doğa harikasını görünce, Mudurnu gezimizi iptal ettik ve ertesi gün tekrar Yedigöller’e geldik.
Böylelikle doya doya Yedigöller’i yaşamış olduk. Günübirlik Yedigöller gezisi gerçekten çok yorucu olur ve deyim yerinde ise ömrünüz yollarda geçer o nedenle bizim yaptığımız gibi Bolu konaklamalı bir gezi planlamanızı öneririm.
Yedigöller içinde Orman Bakanlığı’na ait bungalovlarda var ama aldığımız duyumlara göre en az bir yıl önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyormuş ve fiyatları gerçekten abartılıymış. Bilginiz olsun…

Yedigöller Gezisi - blog48

Beyler fotoğraf çekme bahanesi ile ortadan kaybolunca, Serpil Abla ile hazırladık piknik soframızı. Sağ olsun, o da nefis şeyler hazırlamıştı, çok zengin bir soframız vardı ilk gün…
“Bu ortamda insan peynir ekmek yese, dünyanın en lezzetli şeyi gibi gelir” dediğinizi duyar gibiyim…
Gerçektende öyle.
Sanki bir yağlıboya tablonun içinde oturuyor gibisiniz burada, fon müziğiniz ise kuş cıvıltıları…

Beyler karınlarını doyurur doyurmaz, ok gibi kalktılar sofradan. Meğer akılları geldiğimiz yoldaki güzelliklerde kalmış. “Gün batmadan tekrar gidelim” dediler.
Açıkçası göreceğimiz şeyler ne kadar güzel olursa olsun, bize göl kenarında sakince oturup, çay içerek sohbet etmek daha cazip geldi.

Yedigöller Gezisi / Kasım 2010 (2) from hunerlibayanlar on Vimeo.

Aşağıda; yalnızca fotoğraf çekmeyip, videoya da kaydetmişler, böylelikle bende sizlerle canlı canlı paylaşabileceğim bu güzellikleri…
Özellikle Selahattin Abi’nin manzara karşısında kendinden geçip, arabanın kapısı açık olduğu halde; “devam, devam” demesi bizi çok güldürdü… Eminim sizinde hoşunuza gidecek…

Yedigöller Gezisi - blog47

Akşam Bolu’da Yurdaer Mutfak Sanatları Merkezi’inde konakladık. Daha önce defalarca yemek yemek için uğradığımız bu mekanı konaklama içinde gönül rahatlığı ile öneririm sizlere.
Odalar tertemiz, hizmet güzel, fiyatlar uygun.

Yemekler ise birbirinden güzel, özellikle spesiyalleri olan vişneli yaprak sarma ağzınızda krema gibi eriyor… Keşli erişte, tereyağlı patates ise şahane…

Yedigöller Gezisi - blog49

Selahattin Abi’nin değişmez yemeği; Kaz eti… İncecik lavaş ekmeğine önce pekmez sürüp, ardından pilav ve kaz eti ile dürüm yapıyorsunuz ve mutlaka elle yiyorsunuz… :)

Yedigöller Gezisi - blog45

Ve benim değişmez yemeğim; Yurdaer usulü Hünkar Beğendi… Et sotesinde aynı zamanda mantar ve sivri biber de var ve krep ile birlikte servis ediliyor. En kısa zamanda evde de denemek istiyorum bu yemeği…

Yedigöller Gezisi - blog42

Yedigöller Gezisi - blog34

Ertesi gün Yurdaer’de kahvaltımızı yapıp, tekrar Yedigöller’e doğru yola çıktık. Bu kez tecrübeli olduğumuz için Yeniçağa yolunu kullanmadık ve nispeten daha rahat bir yolculuk yaptık.

Yedigöller Gezisi - blog46

Güneşinde etkisiyle iyice güzelleşen göllerin çevresinde uzun uzun yürüyüşler, öğleden sonra sucuk-ekmek, akşamüstü çay keyifleri yaptık…

Yedigöller Gezisi - blog41

Uzun ve zor! bir inişin ardından ulaşılan; Dilek Çeşmesi…
Zaten Yedigöller ve Yedigöller içinde ulaşmak istediğiniz her şey biraz zahmetli.
Ama sonuç her zaman bu zahmete fazlasıyla değiyor…



Fotoğrafların tamamını, büyük halleri ile görmek isterseniz; Flickr’da oluşturduğum albümü gezebilir ya da aşağıdaki slide show ile izleyebilirsiniz…


32 yorum:

Fatma dedi ki...

Muge hanim gercekten fotograflar ve doga nefes kesici soyleyecek tek kelime bile bulamiyorum bayildimda cennettemiyim.cok fena kiskandim sizi saka bir tarafa bende gitmek istiyorum bu guzellige.

ayrica merak ettigim birsey var resimlerde ozellikle gol ve selale resimlerinizde suyu nasil o hale getirdiniz yani biraz bulanik gibi bu cok hozuma gitti.bir program kullandiniz herhalde bunun icin yoksa esinizin ve makinesinin maharetimi merak ettim dogrusu bir resim sever ve ceker olarak.

sevgilerimle....

Gizem dedi ki...

Büyülendim!!!
Kelimeler inan yetersiz kalıyor...
"GERÇEK DİNLENME" buralarda olsa gerek...
Hem mükemmel resimler hem alıp götüren anlatımın, bugün ki yorgunluğumu hafifletti...

Öpüyorum seni bidenem...

( Özletme kendini, anladın sen oni;) )

durutarifler dedi ki...

Muhteşem fotoğraflar, muhteşem doğa. Bayılırım zaten sonbaharın renklerine. Biz de sık sık sonbaharda doğa gazileri ve yürüyüşler yaparız.
Seneye inşallah yedigöllere gitmak nasip olur.
Secgiler

Ayşegül dedi ki...

Müge, inanılmaz kıskandıım:)
Yıllardır hayalim gitmek isteyip de gidemediğim ikinci yerlerden biridir Yedigöller...
Bir kaç kez fotoğrafcılarla gitmeyi isteyip yalnız olduğumdan vazgeçmiştim.
Yolun kötü olduğunu duyduğumuz içinde araba ile ahali gitmek istememişti.

Fotoğraflar muhteşem.Hayran kaldım özellikle uzun pozlamanın olduğu manzara harikaydı..
Böyle büyülü daha nice güzel geziler nasip olsun sen ve sevdiklerine..

Ayşegül dedi ki...

Bir de Müge eğer yol fotoğraflardaki gibiyse normal araçla da gidebiliriz diye düşündüm tekrar baktım da:)
Dupnise mağarasına gittiğimiz yolu görsen sizin yol da yaprak uçuşuyor ya, orada taşlar geliyordu arabanın camlarına:)

Eya dedi ki...

Mügecigim, yine harika bir paylasim arkadasim...bakmaya doyamadim. Bu arada Yurdaer´de kalmis olmaniza cok sevindim. Bende kaldim orada bir kac kez.Daha dogrusu kalma sansini elde ettim. Yurdaer Bey´in o eski yemekleri masal gibi anlatisi, nefis sunumlar ve doyulmaz lezzetler.Pek güzel gecmis geziniz, harika, sevgiler

zehra

yeşil inci dedi ki...

geçen yıl tam 2 kere gittik yedigölleri.orada görmüşsünüzdür bungalov evlerinde kaldık her seferinde.ve çok memnun kaldık muhteşem günlerdi..

pie kurabiye dedi ki...

Ben de büyülendim resmen fotoğraflara bakarken.Sağol bu güzellikleri paylaştığın için.
Sevgiler.

Limon çiçekleri dedi ki...

Tek kelime
ile mükemmel ötesi bir gezi ve resimleme olmuş.Manzaranın hakkını fotoğraflarla fazlasıyla vermişiniz.Tebrik ederim.

Unknown dedi ki...

müge hanımcım sıkı bi takipcinizim artık nere ne yapıyosunuz saniye kaçırmadan izliyorum sizi yedigöller gezinize de bayıldım.Yer güzel anlatan da şahane anlatınca yazınız hiç bitmesin istiyor insan:) sizden bi ricam olacak o kadar özeniyorum ki fotolarınıza güzel bir fotoğraf makinesi almak istiyorum. Tavsiye edebileceğiniz bi makine varsa ve bana iletirseniz çok mutlu olurum hoşçakalın:)

Unknown dedi ki...

cok harika bir blog, cok beyendim :) Oy bile verdim. Artik surekli takip edecegim...

rengarenk dedi ki...

sevgili müge hanım 7 göllerinresimleri mükemelsizi bile o güzellik baştan çıkardıysa ben kendimi orda düşünemiyorum bayramda bizim planlarımız içindede yedi göller vardı ama abantta fazla oyalanınca birde yolların bozuk oldugunu göz önüne alınca vaz geçildi dediginiz gibi arazi arabasıyla daha rahat gidilecegini söylediler şimdilik bahara erteledik inşallah gidip görmegi çok istiyorum anlatımınız ve resimlemeniz şahene olmuş sizi tebrik ederim.

canikom dedi ki...

sizi okumak o kadar keyifliki anlatamam.okurken ve resimlere bakarken kendimi adeta orada hissettim.tşk ederim.

Burcu dedi ki...

Ailece hünerliler yarabbim ben şimdi bu tül etkili suları bu sonbahar renklerini görüpte nasıl bayılmam:)) tabii bir de mamalar var ki beni benden alan onlara hiç girmiyorum :)) herşey harika

Delfina ; dedi ki...

Müge bayıldım da bayıldım anlatımına...Zahmetli yollara rağmen yine de yaşadığın masal tadını bizlere aktarmışsın,çok çok teşekkürler bu olağanüstü fotolar için.İlk foto HDR tekniği ile mi çekildi?

Sevgiler,

Evlilikten Bahset dedi ki...

Fotograflarınıza bayıldım!

Müge Hüner dedi ki...

Fatma Hanım;
Güzel sözleriniz için teşekkürler.
Fotoğrafları eşim çekiyor ve kendisinden aldığım bilgi; fotoğrafın "uzun pozlama" ile çekildiği...

Delfinacım;
Aynı şekilde senin sorunuda eşime sordum ve aldığım bilgi; düşük ISO da (ISO 50) DR si yüksek olan bir makine ile uzun pozlama yapılarak çekildiği.

Yorum yazan herkese;
Bu güzel sözler için, kendim ve eşim adına bir kez daha çok teşekkür ederim.
Sağolun, her güzel yorum beni bir sonraki yazı için nasıl olumlu motive ediyor bilemezsiniz.

Sevgilerimle...

Adsız dedi ki...

Sarı yapraklar, ahşap köprü, doğa ile başbaşa oooooooofffffff bayıldım. Tek kelime ile süpper muhteşemm ötesii. Tam benlik bi yermiş ama bize çok uzak. Fatma

Peritozu dedi ki...

Hayran kalinacak fotograf,hayran kalinacak bir gezi...

Mutfak Dili dedi ki...

Her şey gönlünüzce olsun. İnşalalh yarişmada kazanırsınız bu hakk ediyorsunuz. Başarılar

♥♪♫♥SEMA♥♪♫♥ dedi ki...

bu güzelliklere bakıp bakıpta iç çekmemek mümkün mü...nasıl güzel bir memlekette yaşıyoruz biz...

Altun Mutfak dedi ki...

Merhaba Müge
Bazı insanlarla sohbet eder keyif alırsınız size hep birşeyler katar.sizin blogunuzda bu hissi yakalıyorum tebrikler...

BETÜLCE dedi ki...

Harika fotoğraflar çekmişsiniz.Çok güzel bir yer,bayıldım.Oyunuzu verdim hem evdeki bilgisayardan hemde lattoptan kesinlikle kazanmalısınız.Çünkü okadar güzelki herşey, sürekli takip ediyorum büyük bir hayranlıkla.

BETÜLCE dedi ki...

Bloğumda bir ödülünüz var,alırsanız çok sevinirim.Sevgiyle kalın.

ümmühan dedi ki...

Yedigöllere yazın gitmiştim, ama sonbahrda da inanılmaz görünüyor

Nazan dedi ki...

Mügeciğim harika bir gezi olmuş.Bizide buralarda mest ettiniz,muhteşem foağraflarla.Her mevsimi ayrı güzel vatanımızın.Çook özledik çok.Yıllar önce Dokurcun- Sülüklügöle gitmiştik bizde.Aynı senin gibi bende müthiş etkilenmiştim manzaradan.Sülüklügölde görülmeye değer muhteşem bir tabiat parçası.Tabbi 10 yıldan beri değişmediyse.İnşallah uzun bir Türkiye tatilinde bizde Yedigöllere bir ziyaret yapabiliriz...
Sydneyden Sevgiler
Nazan

yüksell dedi ki...

merhaba Müge hnm ben tereyğlı patatesi çok merak ettim :) Aacaba sırf tereyağındamı kızartılmış? yoksa sıvıyağ ve tereyeğ karışık olarakmı kızartılmış :) teşekkürler...

Ayşegül dedi ki...

Merhaba;
Sizin alçakgönüllülüğünüzü, maharetlerinizi, bu zamanda görmeye alışık olmadığımız saygı dolu yazılarınızı ve müthiş güzel sunumlarınızı çok beğendiğimi söylemek isterim.
Sizi gerçekten çok takdir ediyorum, ellerinize ve dilinize sağlık, anne-babanız harika bir evlat yetiştirmiş. Umarım biz de evladımızı aynı şekilde yetiştirebiliriz.

Sevgilerimle
Ayşegül

Müge Hüner dedi ki...

Sevgili Ayşegül Hanım;
Öncelikle bu güzel sözleriniz için çok teşekkür ediyorum.
İnanın ne diyeceğimi de bilemiyorum, sadece çok mahcup oldum, utandım şimdi :)
Her zaman söylüyorum, bloguma çok teşekkür ediyorum sayesinde sizler gibi insanlara ulaştığım ve bu muhteşem sözleri duymamı sağladığı için.
Tekrar tekrar teşekkürler.

Gelelim sorunuza (isteğiniz üzerine o kısmı yorumdan çıkarttım)
Yanıtım; evet :)
Bir sonraki seferde mutlaka tanışalım ve kısa da olsa sohbet edelim olur mu?

Çok çok sevgilerimle…

Müge Hüner dedi ki...

Sevgili Yüksell;
Ne yazık ki sırlarını tam söylemiyorlar :)
"Fırında ağır ağır pişiyor" dediler sadece..
Tahminimce pişen patatesi, kızgın yağ ve baharat ile harmanlayıp servis ediyorlar.
Evde bir iki deneme yapmak lazım :)

Sevgiler.

resimli günlük dedi ki...

O kadar güzel yazmışsın ki Müge sömestrde Yedigöller'e gitmeyi istiyoruz artık ailecek.Ama sormadan edemedim,sence uygun bir mevsim mi kışın ortası oralara gitmek için?Yani güzel bir tatil yapacağız derken soğuktan işkence çekmeyelim.Bir fikrin varsa veya çevrende bilen biri varsa cevap yazarsan çok sevinirim.
özlem

Müge Hüner dedi ki...

Sevgili Resimli Günlük;
Çok teşekkür ederim.
Hem kendi tecrübeme, hem de defalarca Yedigöller'e gitmiş Selahattin Abi'nin tecrübelerine dayanarak söylüyorum ki; Yedigöller için en uygun hatta tek doğru zaman; sonbahar...
Kasım ayı özellikle.
Kış mevsiminde hem yol şartları çok zor hem de orada gezilecek çok fazla bir alan yok.
Hele de çocuklarla. Dediğin gibi işkence bile olabilir.

Çok sevgilerimle...

LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin